2 Temmuz 2015 Perşembe

Gaziantep

Algıda seçicilik tam da böyle bir şey sanırım: uzun zamandır karşıma en sık çıkan şehirlerden biri Gaziantep. Ya yakın çevremden biri gidiyor, ya bloglardan ya da dergilerden okuyorum vs. Herkes ağız birliği yapmış gibi hakkında çok güzel şeyler okuyorum veya dinliyorum. Sanki herkes Gaziantep`e gitmiş bir ben kalmışım gibi hissediyorum. Geçen sene niyetlenip kısa vadede uçak ve otel ayarlama işine girince bir kez daha anladım ki Gaziantep en az Paris kadar popüler olmuş da haberim yokmuş:)



Gönül ister ki o bölgeye en az iki hafta ayırıp şehir şehir detaylı gezeyim. Şartlar gereği böyle olmayınca hiç olmazsa iki gün de olsa kaçıp gitsek deyip mayıs ayındaki seyahati geçen yıldan daha uyanık davranıp mart ayında hem uçuşu hem de oteli ayarlayarak niyetimizin ciddi olduğunu ortaya koyduk.


Vakit kaybı olmasın diye sabah 5 uçağıyla gidince 6.30 gibi Gaziantep şehir merkezine gitmek üzere taksinin içindeydik. Adres belliydi Katmerci Zekeriya Usta! Tüm dükkanlar kapalı, yolda kime sorsanız biliyor zaten Zekeriya Usta`yı. Çarşının içinden geçip kalabalığı görünce doğru adrese geldiğimizi anladık. Herkes güleryüzlü, oturacak yer yok ama hemen bir masa birkaç sandalye bulup getirdiler. Sonra "izlemek ister misiniz" teklifine kayıtsız kalmayıp ustaların bu nefis katmeri nasıl yaptığını izledik.


Böylesini daha önce hiç ama hiç yemedim. Fıstığı bol, çıtır çıtır, sıcacık, tadı yerinde.


Gaziantep`te kaldığımız süre boyunca buraya iki kez geldik. Başka yerde de katmer denedik ancak Zekeriya Usta`nın neden herkes tarafından bu kadar sevildiğini anladık. Uçağa binmeden Zekeriya Usta`ya uğrayıp paket paket katmer alanlara tanık olduk. (Her şey yerinde güzel, evde yenilen katmer ne kadar lezzetli olabilir ki bu da ayrı konu.)


İşin tarih-kültür kısmını bırakıp sanki hiç yemek görmemişler gibi boğazımıza bir düşkünüz ki sormayın! Evde ciğer yemeyen biz (ki ben çocukluğumda yemişimdir de eşim ve çocuklar hiç) şehrin en iyi ciğercisinin peşine düştük, üstelik de sabahın ciddi köründe yataklarımızdan çıkıp. Sabah 5`te açılan ciğerci, sabah 8`de kapanıyor. Daha doğrusu ciğer bitince kapanıyor ki bu da sabah 8`i bulmuyor pek. Tabii ki Ciğerci Ali Haydar Usta`dan bahsediyorum.


Sabah erken kalktık kalkmasına ancak yolda biraz oyalanınca 7`yi çoktan geçti oraya varmamız. Sonuç: son iki şiş ciğeri kaptık! Acılı acılı, soğanlı, salatalı nefisti! İşte o an sabahın kaçı olduğunu çoktan unutmuşum:)
Biz ordayken gelen üç genç (belli ki hafta sonu için İstanbul`dan gelmişler) ciğer kalmadı deyince şok oldu. Ali Haydar Usta`nın "ciğer yok ama böbrek var" teklifi karşısında oturdular masaya.


Gaziantep`te sokaklarda gezerken her köşeden ayrı koku geliyor insanın burnuna. Yemeğin üzerinden saat geçmeden tekrar yemek düşünmeyi tetikliyor her koku.


Tarhana cipsi gibi karpuz çekirdeği de çok sık karşımıza çıktı. Yendiğini ilk kez orda öğrendim böylece.


Gaziantep deyince fıstıktan bol ne var? Çeşit çeşit ve farklı kalitede, bunun adı nerden geliyor sormamışım pişmanım.


Tadına bakmadığım tatlılardan kömürde kadayıf.


İşte bunlardan çok yedik. Gaziantep insanın baklava ayarını bozuyor, kesin bilgi! Artık her baklava baklava değil benim gözümde.


Gaziantep`teki hanlar arasında en çok Tütün Han`ı sevdim. Gün içinde çok kalabalık, çay-kahve içenler, tavla oynayanlar, nargileciler... Ortadaki bölümde masa yerine yerde oturulup nargile içiliyor. Ortam çok güzel! Fotoğraf dönüş sabahının çok erken saatlerinde çekildiğinden sadece biz vardık, Tütün Han ve sessizlik. Kahve deyince elbette Tahmis Kahvesi`ne gidip Menengiç Kahvesi de içtik.


Elbette kaçak çay. Bilenler bilir zaten, tadı acı. Bizim bildiğimiz çay orda içilmiyor, hatta kaçak çaya alışkın olduklarından bizim çayı içemiyorlarmış. Burası bizim kaldığımız otelin bahçesi. Şehir merkezinde ve çok hoş olan otel aynı zamanda meşhur İmam Çağdaş`ın da komşusu:) http://www.anadoluevleri.com

Anlayacağınız yeme-içmenin sonu gelmez Gaziantep`te. Kendinizi frenlemezseniz kebapçı, baklavacı, kahve-çay arasında dolaşıp durmanız işten bile değil. Müzeler Kenti Gaziantep`te yapılacak çok şey var, devamı gelecek...

Not: Lüften fotoğrafları izinsiz kullanmayınız.

26 yorum:

  1. Öyle güzel anlatmışsınız ki hemen gidesim geldi. Fotoğraflar da harika. Günübirlik giden arkadaşlarım var. Bir günde nerelerini gezdiler bilemem ama yediklerini anlata anlata bitirememişlerdi. Gaziantep, masallardaki baharat kokulu şehirlere benziyor galiba...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, günübirlikçileri duymuştum:) İstanbul`da otursam kesin giderdim ben de:) Sabah çok erken saatte uçak var, kahvaltı, kebap, tatlı yiyip dönenler olduğunu biliyorum:)
      Şehir düşündüğümden daha iyi geldi, büyük ve çok müze olmasına şaşırmadım değil.
      Umarım gidersiniz bir gün, sevgiler:)

      Sil
  2. Semi, Antep yemeğin başkentidir o güzel fotoğraflarınla post şahane olmuş yahu, kıskandım mı diyeyim, gıpta ettim mi diyeyim bilemedim. Antep'e gidiyorsan yiyeceksin arkadaş :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yemeği seven herkes gitmeli bence Bolat. Adana, Hatay falan da istiyorum bir ara. Bakalım:)
      Yemekle kısıtlamayalım Antep`i, hakkını yemek olur bu. Çok fazla müze var, han var. Her yönüyle iyi geldi bana:)

      Sil
  3. Benimde görmek istediğim pek çok yer arasındadır Gaziantep, resimler süper, katmere baklavaya içim gitti çok güzel görünüyordu, devamını merakla bekliyorum Semicim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Devamı gelecek Derya`cım. Müzelere gittik tabii, yazıyorum ama bitmedi henüz. Malum tatil matil, günler hızlı akıyor:) Umarım gidersin Derya`cım:)

      Sil
  4. selam semi mutlu eller,
    bugün yazını ilk önce telefonumdan okudum ama yorum yapmak zor geliyor telefondan bana bazen.çok sevindim.belki abartı olacak ama eski dostumu görmüş kadar oldum :-)ayrıca gaziantep'in de bunda bir katkısının olduğunu söylemem gerek.gaziantep'e gitmiş bu lezzetlerin bir kısmını tanımış ama yine de senin gibi bu meşhur tatları tanımaya şansı olmamış kişi olarak kaleme alıyorum kiiiiii (!) benim bir daha gidesim geldi Gaziantep'e :-))çok sevmiştim ben de orayı.yazılarını dört gözle bekliyorum :-)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne içten bir yorum olmuş böyle:)
      Gaziantep`ye yemek konusunda pek hata olacağını sanmam. Her şey çok iyiydi, lezzeti yerindeydi. Giden şanslılardan birisin demek. Fırsatım olsa ben de tekrar giderim:)
      Müzeleri de gezdik epey. Yazacağım mutlaka, yaz rehavetini üzerimden atabilirsem:)
      Sevgiler:)

      Sil
  5. yıllar önce gitmiştim, tekrar gitmek isterim. gidip hep yemek yenilesi bir yer öncelikle:))
    bekliyoruz gezinizin devamını semi'cim:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Giden şanslılardan birisin yani:) Yıllar boyu ne değişti kıyaslayamıyorum tabii ama yemekleri yine şahanedir mutlaka:) Gezinin devamı gelecek umarım, tatil matil derken aksattım buraları:)
      Öpüyorum Nagehan`cım:)

      Sil
  6. hiç gitmedim ama çok gidesim geldi ve şu anda ofisteyim :)

    hayat bazen çok zor ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla İstanbul`dan günlük gidenleri çok duyuyorum. Yapmalısın:) Uçak çok erken saatte, ye, iç akşama dön:) Ciddiyim:) Ama yazın değil, ilkbahar-sonbahar daha iyi olur:)

      Sil
  7. Gaziantep denildiğinde yemek aklına gelmeyen mi var Semicim.
    Bizim toplumda dışarıda yeme kültürü çok fazla yok .Büyük kentler de iş ve ticaret akışından dolayı lokantalar biraz daha gelişmiş.Güneydoğunun ve doğunun yeme kültürü çok farklı mukayese edilemez. İnsanlar yeme içmeyi sevdikleri gibi yedirmeyi de seviyorlar .
    Semicim en iyisini yapmışsınız ,fotoğraflar muhteşem .:) :) :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yedik, içtik zaten:)) Müzeler de çok güzelmiş yalnız, hazırlıyorum bir yazı. Tatil falan derken bitiremedim henüz. Sevgiler Fatoş`cum:)

      Sil
  8. Fotoğraflar çok zalim.
    Benim de aklımda Antep. İnşallah en kısa zamanda. Güzel paylaşım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım gidersiniz bir gün:) Daha çok fotoğraf vardı da zalimliğin bile bir sınırı olmalı:))
      Teşekkürler:)

      Sil
  9. Barcelona'da yaşıyorum ve şu an ağlıyorum:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Şu anda Atatürk Havalimanı'ndayım ve Barselona'ya gitmeye çalışıyorum! Hayat ve tesadüfler çok manyak şeyler:))

      Sil
  10. Maalesef biz de göremedik daha. Ama bayıldım fotolara ve tavsiyelere. Resmen ağzımın suyu aktı diyebilirim. Ne yapsam,ne zaman yapsam da gitsek oralara. Yazın yanıyordur şimdi oralar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaz mevsimi hiç uygun olmaz bence. Bu tavsiyeler aşağı yukarı oraya giden herkesin tavsiyeleri. Kebapta, tatlıda pek hata olmuyor işin doğrusu, her şey lezzetli:)
      Sevgiler:)

      Sil
  11. Ah şu sıra ve önümüzdeki 6 ay boyunca Gaziantep'e gitmemem lazım:( Artık iyice ufak bir fil oldum sanırım:) Çok merak ettiğim bir yer. Buradaki üretim müdürümüz Antep'li. Çok güzel şeyler getiriyorlar her seferinde tatmamız için. Eşi de çok tatlı bir hanım. Onlar sayesinde bir sürü şey öğrendim ama kesinlikle görmem de gerekiyor. Bir kavanoz getirdiği biber salçasını ekmeğe sürüp yemekten, yemeklere katamadım bile:) Bir de o cips tarhana aklımı başımdan alıyor. Fıstıklar zaten ayrı bi dünya. En çok katmer'i merak ediyorum ama. Çok ağırmış gibi geliyor her seferinde ama Antepliler ısrarla hayır diyorlar, kahvaltıda yeniyor ya çok acayip:)
    Çarşılarını falan da her fırsatta anlatırlardı. Yazın bu yüzden çok ilgimi çekti. Pek güzel yazmışsın. İyi ki de gitmişsiniz. Karpuz çekirdeği sanırım hiç bana göre olmayan bir şey, eziyet çektim yerken. Kuş boku olayına da çok güldüm:) Ciğeri de nasıl canım çekti anlatamam. Artık ciğer seven biri olduğuma göre sabah da yiyebilirim akşam da hiç sorun değil. Ahhh dönelim de artık memleketimize, böyle turlar yapmaya başlayalım inşallah:)
    Sevgiler kocaman.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katmer ağır değil gerçekten. Çok tatlı değil aslında. Bol fıstık tadı kalıyor damakta. Hamur da incecik açılınca çıtır çıtır nefis bir tat! Yediğimiz her şey çok lezzetliydi, gezilecek de epey yer var. Mutlaka gitmelisin:)
      Neden 6 ay onu anlamadım. Kilo aldığın için mi gerçekten?
      Dönüş derken; ne zaman dönüyorsunuz artık?
      Sevgiler Tuğba`cım:)

      Sil
    2. 6 ay deyişim aslında farazi bir söylemdi:) Tombik olduğumdan kiloları ancak 6 ayda veririm diye düşündüm yazarken:) Yani kilo verip de öyle gideyim rahat rahat yiyeyim vicdan yapmadan:)
      Ağustos sonu tatile geleceğiz memlekete. Kasım ayında da dönmeyi planlıyoruz artık yani yıl bitmeden evimizde olacağız inşallah:):)
      Sevgiler canım:)

      Sil
  12. Çok güzel resimler afiyet olsun.Eşim her sene gidiyor bu sende günübirlik beraber gidicez.Kasım için daha önceden bilet aldık.Dört gözle bekliyoruz.Yazınızın devamınıda merakla bekliyorum

    YanıtlaSil
  13. Merhaba;
    Blogunuzu yeni keşfettim.G.Antepe daha önce 1-2 kez gitmiştim,Arkadaşım sabah 5'te Beyran çorbası içmeye götürmüştü.O kadar sıcaktı ki yarım saatte 1 çorbayı zor bitirdim.Hani derler yaa ateşte pişmiş o cinsten,bir de Gaziantepe gidip te Baklava yememek olmaz.Siz kısa günün kaarı önceden öğrenip öyle gitmişsiniz gezilmesi gereken yerleri,inşallah bir daha ki sefere daha detaylı gezerim kısmet olursa.takibe aldım.sevgilerr

    YanıtlaSil
  14. Biz bu sene de Karadeniz'e gitmeseydik gönlümde Gaziantep vardı.. Bir sonraki sefere diyor ve fotoğraflardan ağzımın sulandığını belirtmek istiyorum :) sevgiler..

    YanıtlaSil