Herkes gibi 'normal' olduğumu zannettiğim dönem, kalemi ilk elime aldığımda benim için bitmişti! Solaktım, bu bana bir şey ifade etmiyordu ama etrafımdakilere bakarsam ters giden bir şeyler vardı. "Aaa solak bu kız, ne yapacağız şimdi?" diyen annemden, o çok sevdiğim karpuzun şantaj malzemesi yapılması birbiri ardına geldi. "karpuz veririm ama .......". Yer miyim, yemem tabii. Sol elime ihanet, nerde görülmüş:) Buna benzer durumlarla çok karşılaştım, ta ki aklıselim biri (bu dedem olur) çıkıp "çocuğu rahat bırakın, sülalede başka solaklar da var" diyene kadar... Başıma geleceklerden habersiz ama artık özgürdüm!
Bir solağın başına ne gelebilir ki diyenlerdesiniz, buyrun:
Bir hevesle okula başladığımda oturduğum sıradaki çocuklar hep benden şikayet ettiler: "Örtmenim koluma çarpıyoooor! Örtmenim yazım onun yüzünden yamuk oldu!"gibi cümlelerin muhatabı hep ben oldum ve tabii yeri değiştirilen de:)
Büyüdüğüm dört çocuklu evdeki durumum da bundan farklı değildi ki! Köşeler hep benim oldu:)
Dışarıda yemek yediğimizde de benim için yemek düzeni bıçak sağda, çatal solda olmadı hiç. Oturduğum masalarda yaptığım ilk iş yerlerini değiştirmekti:) Bıçağı sol elimle kullanırdım ve bırakıp çatalı da soluma alıp öyle yerdim:)
Güzel yazı yazma dersinde kullandığım dolma kalem başımın belasıydı benim için. Sağlaklar yazı yazarken bir taraftan kururken, ben yazınca elim sürekli henüz kurumamış yazıya değerdi, ifrit olurdum.
Üniversitede kolçaklı sandalye kabusum başladı! Amfide yapılan derslerde sorun yoktu ama küçük sınıflarda kolçaklı sandalyede yazı yazmak fena bir durumdu. Bundan da kötüsü kolçaklı sandalyede sınava girmekti! Çünkü kolçak kısmında sol elle yazı yazmak için vücudumla dönmem gerekiyordu. Arkadakinin kağıdından kopya çekerim diye bu sefer kolçaklım ve ben ön taraflara hocanın yakınına zorunlu geçiş yapardık.
Ehliyet almak için direksiyonun başına geçince vitesi değiştirmek için dünden hazır sol elimi sakinleştirip, öncelikle sağ elimi terbiye etmem gerekiyordu:)
Şimdi durum nasıl?
Farklı değil ki!
%100 solak yaşama devam!
Yaşamımı kolaylaştıran bir takım alet edevatım var tabii; mesela solak dikiş makasım, solak cezvelerim (teşekkürler Hisar), solak soyma bıçağım gibi...
Küçükken sorun olmayan yemek sorunu, şimdi şık bir davette ufak bir problem benim için. Masa düzeni sağlaklar için olunca ve böylesine bir davette bıçağın yerini de değiştiremediğimden sağ elimdeki bıçakla et kesmek kabus halini alır. Ya savaşırım bu durumla, ya da pes edip et yemekten vazgeçip rahatlarım.
Solaksanız muhtemelen kepçenin akış yeri ters tarafta kalır ve siz etrafa damlatmadan koyamazsınız, tıpkı cezve gibi. Konserve açacağı ile takla atarsınız, ütü masasını sizden önce bir sağlak kullanmışsa çevirirsiniz:)
Sağlak dünyaya göre her ne varsa bize terstir. Ters yöne döner mesela kalemtıraş!
Sadece bir tarafında görsel olan kupadan bir şey içerken görsel ters tarafta kalır. Masa başına oturunca bilgisayar faresi de yer değiştirir, oradan az önce bir solak kalktığını anlarsınız:) Solak biri ekmek keserken karşısındaki sağlak birinden "ayyyy şimdi elini keseceksin" cümlesini hayatında en az bir kez duymuştur:)
İnsanların solak çocuklarına karşı ilk tepkileri ise hep ikna etme yolundadır. Çünkü solak olmak terstir, kötüdür hatta. Temeli ta geçmişe uzanır. (hatta günümüzde hala...) Şeytan soluyla yer içermiş mesela, bir dönem satanizm işareti olmuş, bir dönem solakların büyücü olduğuna inanılmış! Mitolojiden, dini öğretilere kadar solaklık hep uğursuz, kötü olarak kabul edilmiş.
Dünya nüfusunun hepi topu %10`u civarıyız yani korkulacak bir durum yok!
Yıllarca Einstein, Mozart, Picasso gibi dahilerin solak olmasından yola çıkıp -züğürt tesellisi- "solaklar daha zeki olur" dense de, ispatının olmaması durumu geyik muhabbetinden öteye taşımaz:)) Sadece bazı spor türlerinde rakibini şaşırtmak yoluyla başarılı olan solakların hakkını yemeyelim ama:)
Not1: Tüm bu anlattıklarıma ekleme yapacak olan solaklar varsa aranızda yorumlarda belirtebilirsiniz.
Not2: Solaklara daha iyi davranın, çünkü Dünya yeteri kadar ters bize:))