8 Mayıs 2012 Salı

Go Semi Go!

"Çok ihmal ettik, daha sık gitmeli doğaya..."
Dağda geçirilen bir günün ardından ağzımdan çıkan ilk cümleydi bu.

Oysa biz böyle miydik; her fırsatta dağda çadırda, kışın kar kampında, kayakta geçiren insanlardık. Sırt çantalarımızı alıp, İskoçya`nın muhteşem doğasında "The West Highland Way" yapıp, çadırda kalmamış mıydık balayında? Biraz milli kahraman William Wallace`ı da tanıyalım, birkaç "Scotch Whisky distilleries" gezelim diye  toplam 154.5 km.lik bu yolu ancak yarılayabilmiştik:)) Aklım hala tamamlayamadığım parçada...
Sonrasında aile büyüdü, o da etkilemedi bizi. Birkaç yıl Polonya`da devam eden yaşantımızda bebeğin de taşınabildiği türden bir dağcı çantasıyla attık kendimizi ormana, dağa...
Son birkaç yıldır ise çocukların büyümesiyle artan hafta sonu faaliyetleri, çocuk doğum günleri, veli toplantıları, performans sunumları, özel günler derken günümüzün en kıymetlisi "zaman" bize sormadan akıp gidiyor.
Bazı değerler çocukken daha iyi öğrenilir; insanoğlunun doğayla, hayvanlarla dost yaşaması gibi, mücadele ruhu kazanmak, hedefe ulaşmak gibi...
Doğa bize karşı bu kadar cömert, öğretmeye her zaman açık. Bizler aslında kimi zaman yaşamın zorluğundan, bazen de peşinden koştuğumuz sahte değerler eşliğinde görmezden geliyoruz yanı başımızdakini.
İtiraf edeyim; bence yeterli olmadığını düşünsem de elimizden geleni yapmanın rahatlığı var üzerimde...
Peer Ole, 5 yıldır kayakçı olma yolunda ilerlerken, geçen yaz okuluyla birlikte Serdar Kılıç`ın kurduğu Campwolftrack Doğa ve Macera Kampı`na gitmesiyle de farklı bir boyut kazandı. Yepyeni bilgilerle dolu, Serdar Kılıç`la da tanışmanın heyecanıyla döndü kamptan.
Sonrasında NTV`de yaptığı tüm programların sıkı takipçisi olduk. Böyle insanlara ihtiyaç çok Türkiye`de, biyografisini okuyun ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. Campwolftrack sayfasında şöyle diyor özetle:

"TOPRAKLA BAĞ KURMAK" yalnızca çocuk için değil toprak için de yararlıdır. "Nature" (İngilizce' de "doğa") Latince' de köken, kişilik, bünye gibi şeylerin yapısı anlamına gelen natura sözcüğünden, bunun da ötesinde doğmak anlamına gelen nasci sözcüğünden gelir. Doğa, hangi biçimde görünürse görünsün, bir çocuğa anne babasının dünyasından farklı, daha yaşlı ve daha büyük bir dünya sunar. Televizyondan farklı olarak, zamanı çalmak şöyle dursun, onu genişletir. Yıkıcı bir aile ortamında ya da çevrede yaşayan bir çocuk için şifa sunar. Çocuğa, üzerine kültürün hayal ürünlerini çizip yeniden yorumlayabileceği boş bir yaz-boz tahtası sunar. Tüm duyuların tam kullanımını teşvik ederek çocuğun yaratıcılığını destekler. Kendisine bir şans tanınan bir çocuk dünyanın karmaşasını kırlara götürecek, derelerde yıkayacak, ters yüz edecek ve ardından ne olduğuna bakacaktır. Doğa bir çocuğu korkutabilir de ama bu korku da bir amaca hizmet eder. Çocuk doğada özgürlük, hayal gücü için alan genişliği ve mahremiyet bulur, alçak gönüllü olmayı öğrenir. Biz çocukları öğrenmenin, gücün ve zorluklara meydan okumanın yeri olan yabanla yeniden buluşturuyoruz. Ondan bir daha kopmaması için çalışıyoruz. Hep aklımızda olsun doğada nesli tükenmekte olan tür "doğadaki çocuktur".




Geçenlerde isabetli bir kararla bu yaşadığımız döngüden çıkmak lazım deyip attık kendimizi yollara. 
Hedefimizi küçük koyduk, zirve yapamazdık henüz. Planda Uludağ/Ketenli Yayla vardı ama ufaklık yolda su kaynattı, biraz erken kestik:))
Çocuk gözüyle neler mi gördük; bir kere kuş sesleri eşlik etti bize, koyun sürüsü ve sürüyü kollayan köpekler, yolunu şaşırmış kaplumbağa, su birikintileri içinde yaşayan kurbağalar, büyük büyük karıncalar, mantarlar, yol kenarlarında kozalaklar...

Ağaçtan düşmüş bir kuş yuvası içimizi burkarken, elimize alıp nasıl yapıldığını görünce daha çok üzüldük. Çalı-çırpı arasında buldukları plastik parçaları da yuvanın içine almışlardı kuşlar:(( 
Çoğunuz biliyordur umarım, sağda solda bazı insan taklidi yapanların attığı çöpler birçok kuş türünün neslinin tükenmesine yol açıyor. Konu ile ilgili kısa filmlerden birini izleyin, çocuklarınıza izlettirin.
Doğanın dengesini bozmak niye, bunu hiç anlamıyorum. Üstelik bizden beklenen büyük bir şey değil; zarar vermeyeceksin, koruyacaksın hepsi bu!
Dağcı adam gittiği yerde yediği içtiği ne varsa çöpünü alır, 20-25 kg.luk yükünün bir tarafına sıkıştırıp, onca yolu çöpüyle beraber yürür geriye. Mangal yapan adam arabasıyla mümkünse doğanın içinde gidebildiği yere kadar gider, yer-içer, çöpünü ortalığa saçar ve basar gider! (istisna mutlaka vardır)
Bilmem anlatabildim mi?
Bahsettiğimin parayla pulla, eğitimle hiç alakası yok. İspatlayan örnekleri çok gördüm...




Günün devamında etrafta buldukları ağaç kabuklarından birer yelkenli yapıp yüzdürdüler, kaplumbağayı önce incelediler, sonrasında yalnız bıraktıklarında zannedildiği kadar da yavaş yürümediğine karar verdiler:))

Dünyada hangi en en en.........oyuncak çocukları böylesine keyiflendirebilir? (ekrana kilitleyen PC oyunlarını saymazsam)
Ne kadar hazır sunarsak oyuncağı o kadar çabuk bıkmıyorlar mı?
Pazarlama taktikleri öyle bir çöreklenmiş ki üstümüze,  "satın almanın gücü adına" herkes küçük büyük almaya çalışıyor.
Bunun bir tuzak olduğunu bile bile de düşüyoruz bazen içine:)

Yürürken sohbet koyuydu(!), evimizin fenomeni Serdar Kılıç`tan bahsettik. Kai Felix ikide bir "anne Serdar Kılıç buraya kesin basmıştır, değil mi" deyip durdu:))
Ufaklık yoruldum dediğinde "öyle TV karşısında fındık fıstık eşliğinde Serdar Kılıç izlemeye benzemez" yürüüüüü dedim:))
Çok hevesli, kampa gitmeyi o da istiyor ama yaşı tutmuyor henüz...

Bir aksilik olmazsa okullar kapanınca Peer Ole gene kampta olacak. Program boyunca tek başına yaptığı dağ evinin bitmiş halini, köpekleri Rüzgar ve Gölge`yi yerinde görmeye...

Veeee son olarak; geçen postu kapatırken gittiğim bir konserden bahsedip bırakmıştım, yarım iş olmasın. Müzik konusunda bu blogta birkaç kez yazdım bir şeyler. Tavrım, tadım belli.
Ama iyi müzik olduğunda hiç pas geçmem, köyümün sınırlarını da aşar giderim gerekirse:)

Geçtiğimiz haftalardan birinde Birsen Tezer ve ekip müzisyenleri geldi buralara, daha önce dinleyip mest olduğum ekipte, bu kez bas gitarda Gürol Ağırbaş. Ahkam kesecek değilim, ki zaten ekipten akustik gitar çalan Tunç Öndemir benden önce davrandı, konserin detaylarını yazdı çoktan:)
Yapılan popüler müzik olmayınca seyirci kitle pek belli olmaz, hele burada hiç. O akşam durum iyiydi, herkes memnun ayrıldı geceden.
Tunç ile bir önceki konserde tanışmıştık, sonrasında bloğu vasıtasıyla haberleşmelerimiz devam etti. Aynı zamanda müzik öğretmeni olan Tunç`un bir de kendi grubu var: TAXI BAND.
Blogunda müzisyen diliyle konserleri değerlendiriyor,  fotoğraflar, bazen de videolar paylaşıyor. İlgilenirseniz; Müzisyenin Sahne Günlüğü...

111 yorum:

  1. Cok guzel bir yazi olmus Semicigim :-) Annem kadar agac tepelerinde gecen bir cocuklugum olmasa da dogadan, denizden, yesilden uzak yasayamiyorum ve hicbir cocugun da yasamamasi gerektigini dusunuyorum. Maalesef calisan anne ve babalarin vakit problemi sirf hafta sonlari yapabildikleri katilimlarla kisitli kaliyor o yuzden yaz kamplari konusunda cok mutlu oluyorum.

    Insan elindeki imkanlarin kiymetini bilmiyor aslinda, yasadigim yeri gorsen evde gecirdigim her dakika icin bir cimdik atardin hahahahahaha

    Konseri vaktim olunca incelemek istiyorum.

    O sucuklarada cok ozendim haberin olsun, ayin 20'sinde parti var bizde tadimlik evden yapacagim :-))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağaç tepesi deyince aklıma geldi. Benim ilk ağaca tırmanma maceram:)) Altımda etek, mahallenin oğlanlarıyla ağaca tırmandım. Gayet iyi çıktım, inerken ne olduysa, dala eteğimden asılı kaldım:)))Başım aşağıda, artık diğerleri ne malzeme gördüler bilmem:))
      Oğlanlardan biri indirdi beni:))
      Hımm sucuk bulabiliyor musun orada?
      Parti için iyi fikir gerçekten:)
      Sevgiler ve teşekkürler canım...

      Sil
    2. Hahahaha, yas onemli burda, oglanlar belli bir yasa kadar kizlara 'tertip' muamelesi yapiyor biliyorsun! Cok guldum, fikra gibi olmus!

      Sucuklari turk bakkalindan aliyoruz, ikbaline kadar geliyor ama annemin sucugu guzel oluyor, ben onun gibi yok bagirsak al, doldur kurut yapamiyorum tabii ama karisimdan kofte gibi yapip pisirince taze sucuk oluyor :-) Miss gibi iste :-)

      Sil
  2. "doğada nesli tükenmekte olan tür doğadaki çocuktur" sozune bayildim, ne kadar dogru.
    simdiki cocuklari birak bizler bile evin icinde saksi cicegi gibi buyuduk/buyutulduk.
    cok eglenceli gorunuyor sizin doga yuruyusu, iyi yapmissiniz ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aynen öyle, çocuklar evde büyüyor. Bırak doğaya dönmeyi, mahallede top peşinde bile koşturmuyorlar.
      Teşekkürler yorumuna:)

      Sil
  3. Çok keyifle okudum. Kendimi çayıra çimene atasım geldi:)

    YanıtlaSil
  4. Ne diim ki, bir yazınla kaç kişiden haberdar oldum...

    YanıtlaSil
  5. Semacım bu nasıl güzel bir yazı ..evden çıkmadan şu maillerime ve arkadaşlarıma bir bakıp çıkayım derken takıldım kaldım sana..Burnuma mis gibi dağ kokusu geldi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zuhal`cim çok teşekkürler canım yorumuna:)

      Sil
  6. iki tur okudum, tabiri caizse dibim düştü! Yunusaki ve ben de kampa gidiyoruz, ormanda/yaylada uyanmaya bayılıyoruz. Şahane bir post!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler!!!
      Kampta uyumak-uyanmak gibisi var mı, hele kamp yemekleri:)
      Etraftan toplanan kekikle yapılan çay...
      Yazın kavurucu sıcağında, dağa çıktığında mis gibi uyursun ya, nefes aldığını hissedersin.
      Bu postla hızımı almamışım, daha çok yazabilirim:))

      Sil
    2. bu zamanla tedavi olmayan bir hastalık =)
      Biz sadece iki kişilik bir aileyiz ve 1 tane 5 mevsim 8 kişilik, 1 tane 4 mevsim 3 kişilik var!
      ve üstüne Yunusaki hep dışarda hamakta uyuyor =))

      Sil
  7. Ne güzel yazmışsın Semi doğayı ve çocukları, Serdar Kılıç bizim de kahramanımız, onun grubuyla yetişkinler için kampa gitmek istiyoruz ama hala organizasyon yapıp dönemediler:(
    Sizin çocuklar adına da çok sevindim, çoook şanslılar!
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yetişkinler için kamp tarihleri belli olmadı henüz.
      Adam çok meşgul, program bitsin herhalde hızlanırlar.
      Umarım gidersin...
      Benden de sevgiler ve teşekkürler:)

      Sil
  8. Günaydın,birazdan gölbaşına gidiyorum,gitmeden yorum bırakayım:) Serdar Kılıcın programını hiç kaçırmayız eşim hayranı ,bizede imza alın lütfen:)) Eşim bayılır hiç bir programını kaçırmaz .Tabi izlerken dikkatimi çekti ve buna bende dahil oldum:) Yine güzel dolu dolu bir post olmuş,doğanın içinde büyümüş ,kırlarda koşturmuş biri olarak apartmanda, büyükşehirde büyümüş çocuğum için hep üzülmüşümdür.Büyükşehirin artılarıda var tabi bu inkar edilemez:)ne güzel düşünmüşsünüz çocuklarda mutlu olmuş sevgiler canım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nuray`cım, şehir yaşamı ne yaparsak yapalım doğadan koparıyor insanı.
      Artık elimizden ne geliyorsa yapmak lazım.
      Serdar Kılıç`ı izlemene sevindim. Birçok insan dizi izlediğinden böyle bir programdan bihaber.
      Her izlediğimde yeni şeyler öğreniyorum, çocuklar geç saatte yayınlandığından sonradan izliyorlar.
      Sevgiler Nuray`cım:)

      Sil
  9. merhaba semi bloğuna tekrar dönmüş olman çok güzel, bahsetmiş olduğun konuda çok güzel , doğa yaşam ve en kıymetlimiz çocuklarımız, doğa deyince yazacak vede söyleyecek çok şeylerim herzaman için var ama kısaca şunları söylemek isterim gerçekten çok güzel bir türkiyemiz var nekadar kıymetini ve değerini biliyoruz onu tartışmak gerek bizler ailece doğayı çok seviyoruz her fırsatımızı bu şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz bundan 2 yıl önce çocuklarımla birlikte karadenize gittik bayıldılar ilk fırsatta yine inşallah dediğim gibi bu konuda söyleceklerim ve yazacaklarım çok şeyler var sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç gitmedim ki bloğumdan:)))
      Kendimi yazmak zorunda hissetmeyince ne zaman hissedersem o zaman yazıyorum:)
      Türkiye güzel, dört mevsim, deniz, dağ....
      Mesele güzellikler değil, korumayı bilmek, değer vermek, farkında olmakta...
      Ben de Batı Karadeniz`de büyüdüm, az biraz bilirim Karadeniz`i:)
      Sevgiler...

      Sil
  10. doğada nesli tükenmekte olan tür "doğadaki çocuktur" cümlesini okudum üzüldüm:( Peer Ole, Kai Felix ve bir de ipek tanıdığım şanslı çocuklar. ipek, geçengün bahsettiğim arkadaşımın kızı semi'cim. sizi ve onları görüyorum çocuklar için birşeyler yapmaya çalışan, gerçekten çocuklara, sadece çocuk değil, bir birey olduklarını hissettiren takdir ettiğim ailelerdensiniz. ne mutlu sizin çocuklarınıza. yoksa siz bilmiyor musunuz evinizin yakınındaki AVM'lere götürüp, dondurma alıp, bir de atlı karıncaya bindirip mağaza, mağaza dolaştırıp alışveriş yaptırmayı?? şimdiki çocuklar artık böyle büyüyor. AVM'ler neden bu kadar kalabalık sanıyorsunuz, aileler çocuklarına eğlenceli vakit geçirtiyorlar!!!
    ya da balayında ne işin varda dağda, bayırda, beş yıldızlı otellerde mis gibi tatil yapmak varken! ya siz hiç birşey bilmiyorsunuz, ya da diğerleri/bizler çok şey biliyoruz.
    o çöpleri bırakıp, ardına dönüp bakmadan giden barbar insanlara ne demeli. her gittiğimizde bizden önce gidenlerin bıraktığı çöpleri toplayıp birkaç saat keyif yapmaya çalışan, ama bulduğumuz gibi bırakmayıp çöpümüzü yanımıza alan bizler...
    bak semi, biraz daha yazarsam adım isyankar nagehan olacak. çok dertliyim ben çoookkkkk:(
    çok güzel bir yazıydı, bir o kadar da yorum yapabilirdim kısa kesiyorum.
    eline sağlık canım benim
    sevgiyle kal

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nagehan`cım, İpek kızı hatırladım.
      Çok şey bilmek mi problem bilmiyorum gerçekten. Öyle derler ya, cahil insanlar daha mutlu diye.
      Adam çöpün içinde mangal yapar ama mutludur, çocuk saatlerce tv başındadır aile umursamaz, mutludur...
      Ben senin gibiyim, hiç öyle olamıyorum. İçim içimi yiyor. Arabadan biri dışarı çöpünü atarsa basıyorum yaygarayı. Ya da arabalarda ufacık çocukları önde oturtuyorlarsa, illa ki bir şey söylemek istiyorum.
      Onlar mutlu, ben mutsuzum olayı değil aslında. Sadece kafayı takıyorum o kadar:)
      Yaz Nagehan yaz, adımız isyankar olsun, kimin umurunda:)))
      Çok öpüyorum seni:)

      Sil
    2. evet anladım biz aynı şeylere takıyoruz demek ki. burada bahsettiğin tüm konulara tepkim aynı. onlar mutlu olsun, biz basalım yaygarayı, biz kafaya takalım:) onların da biraz umurunda olsa zaten böyle davranmazar. ben de bundan sonra hıncal uluç gibi mesela araçlarından çöp atanların, öne oturtulan çocukların bulunduğu araçların plakalarını buradan yayınlayıp tepkimi dile getireceğim:))
      ben öpüyorum canım benim
      sevgilerimle

      Sil
  11. ne güzel yazı keyifle okudum..çocuklar her daim doğada olmalı bencede..öneriler için ayrıca teşekkürler..sevgiler..

    YanıtlaSil
  12. Ben dogaya kacmayi en cok buralarda kesfettim semi. kucukken nedense bizi dogaya goturduklerinde bir sure sonra ne zaman geri donecegiz diye sormaya basladigimiz olurdu. Bazen cok severdik bazen illa sehre donelim isterdik. Simdi her firsatta dogaya kacmaya bayiliyorum. ve surekli ne cok zaman kaybetmisim sehirlerde diye dusunuyorum. O kuslarla ilgili video ve resimler gercekten herkese izletilmeli. benim attigim bir siseden ne olacak diyenlere ozellikle. Cokk guzel soylemissin eline saglik!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba Gülçin, şehirlerde yaşamak zorundayız ne yazık ki...
      Ama elimizden geldiğince kaçabiliriz doğaya, çok şey öğrenebiliriz ondan.
      Kuşlarla ilgili film korkunç bence de. Hazırlayanların sitesine girip baktım, başka filmler de var, hepsi birbirinden kötü:(
      Neler var ya, o gün gezerken de gördük. Mangal sonrası bırakılan poşet poşet, kimi etrafa saçılmış çöpler...
      Çok teşekkürler yorumuna:)

      Sil
  13. sevgili Semiciğim çok güzel bir konuya değinmişin yüreği bizim gibi doğa için çarpan insanlar çok varken neden hala betonlaşmaya gidiyoruz anlayamıyorum,son zamanlarda haberler de orman vasfını yitirmiş (böyle bir terim sanki varmış gibi)saçma sapan yasalarla olan ormanları da maalesef yitiriyoruz çok acıklı ve çok çok vahim gelecek nesiller için
    Serdar kılıcın hastasıyım diye bilirim sitelerini yakından takip ediyorum sizin oğlunuzu resimlerde gördüğümde a bu Semi'nin oğlu demiştim ve çok şanslı bir ailesi var demiştim
    benden selam söylesin :):):):D
    maalesef eğitim sistemimizde doğa çevre koruma bilinci yok gibi aileler dede yok bu bilinç
    insanın için de olacak o sevgi ,zorlama ile olmuyor bizler inşallah gelecek nesillere aktarabiliriz bu bilinci
    pazar günleri
    bende oltaları alıp balık bahanesiyle (tutamadığım için) Pınarbaşının Kaynar köyüne gideriz çok mutlu oluyorum hatta ayakkabılarımı çıkarır toprağa çamura basarım

    canlı müzik dinlemek ve beğendiğiniz sanatçıları yakından dinlemek keyifli olsa gerek
    keyifli hoş bir yazı ,çok kendimden hissettim çok teşekkürler ve sevgiler :)))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar dikkatlisin! Benim oğlanı nasıl tanıdın yahu:)))
      Ama doğru tabii ki, benim bücür o, geçen yazdan bir foto:))))
      Serdar Kılıç gibi düşünüyorum, toprakla temas önemli. Ne yaparsan yap, toprak, çamur iyidir. Ben de küçükken mahallede çamurla oynayarak büyüdüm. Yeşilliklerde yuvarlandık hep:))
      Çocuklar da hiç olmazsa biraz öğrensinler diye tüm çabam. Teknolojiden uzak tutmak imkansız günümüzde. Ödevler bile internetten veriliyor kimi zaman. Ama biraz olsun doğanın da farkına varsınlar, hayvanları tanısınlar, doğayı korusunlar diye tüm çabam...
      Canlı müzik iyidir, seviyorum müziği. Yeter ki iyi müzik yapılsın, dinleyeyim:))
      Benden de sevgiler ve teşekkürler:)

      Sil
  14. Dokturmusun yine Semi,keyifle okudum. Kıymetli olan zamanın elimizden kaymamasini Serdar Kılıc in kesin! bastığı oralarda heep yurümenizi diliyorum

    Ayrıca balayinizin sekline vay be dedim hayranınım söylemiş miydim :) sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)))
      Keyif kattıysam sana ne güzel bir şey yapmışım demek ki Nil:))
      Balayı şeklimizin bir de fotoğraflarını görmeni isterdim. Oraların havası belli, günde 100 çeşit hava yaşarsın, bizim gittiğimiz dönemde yağmur ve sis genelde hakim, arada güneş göz kırpıyor...Fotoğraflarda zirve yapmışız, ben ben değilim zaten. 7-8 saat yürüdüğümü hatırlıyorum, donuma kadar ıslak:)))
      Manyaklık yani bir nevi:)
      Ama işin keyfi bu:))
      İçten yorumuna teşekkürler canım, güldürdün beni:)

      Sil
  15. mis gibi doğanın kokusunu içime çektim resmen. Var mı doğada yürümek, etrafı seyrekmek gibisi. Biz çocuklarla 2 kez gidebildik gruplarla yapılan trekkinglere. Fazlaca mızmızlandıklarından bir daha cesaret edemedik. Ama onun dışında hep toprakla, suyla hışırneşiriz.
    Doğaya ettiklerimiz konusunda ise ne denli doğru yazmışsın. İnsanlar bırak kilometrelerce yürürken çöplerini yanlarında taşımayı gittikleri bir parkta bile tutup atıyorlar çöplerini. Arabanın camını açıp atan da az değil hani...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin toprakla haşır neşir durumlarınız belli zaten. Sürekli bir bahçede çalışma durumları, ailece:)

      Arabanın camından çöp atanları camdan dışarı çekip dövesim var bazen:)
      Teşekkürler...

      Sil
  16. Semi; kısaca sen şimdi bu güzellikleri yayınlayarak sefam olsun diyorsun doğrusu içim gidiyor kaç gündür takipteyim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sefam oluyor valla:)))
      Doğa herkesin, dışarı çıkıp toprağı elleyip, havayı içimize çekmek te...Üstelik te bedava:)))
      Takibi elden bırakma, teşekkürler:)

      Sil
  17. Ne kadar güzel bir gün geçirmişsiniz, harika fotoğraflar, çocukların tadı damağında kalmıştır eminim, beton evlerin arasına tıkılıp kaldık oysa insanın yaşamına en uygun şey doğayla içiçe olmaktır, ben de kedim Bücürük'e bahçeli ev çok istiyorum, kendim de ayağımın toprağa, çimene basmasını temiz havada bahçede kahvaltı etmeyi istiyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizim de kedimiz var:)
      Umarım dileğiniz gerçekleşir bahçeli ev konusunda.
      Betondan biraz olsun kaçmayı başarabildiğimiz günler diliyorum:)

      Sil
  18. Semi;
    Öyle doyurucu bir yazıydı ki; doydum.
    Birkaç jeton düştü bana da. Doğayla bağ kurmak adına, teşekkürler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Afiyet olsun o zaman:))
      Jetonlar düştüyse problem yok demektir, sıra uygulamakta:)
      Sevgilerimle...

      Sil
  19. Kimi köşesi olan yazarlar -köşe yazarları diyemiyorum bazılarına- öyle abudik gubudik yazılarla dolduruyorlar ki alanlarını. Şimdi senin bu yazını okuyunca içimden keşke bir dergi veya gazetede sana ait bir alan olsa diye geçirdim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Of nasıl bir yorum yazmışsın öyle Ayşım!
      Kendimi kaybettim, şımardım, uçtum havalara:))))
      İçimden ne geliyorsa onu yazıyorum. Yazdıklarım benim için önemli şeyler, hayatımda değer verdiklerim...
      Çok teşekkürler içten, güzel yorumuna:))

      Sil
  20. Bu arada kısa film çok etkileyiciydi:(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok korkunç bir film, ilk defa izlediğimde ben resmen sarsılmıştım...

      Sil
  21. yine öyle güzel bir yazı, yine çok önemli bir konu, çok teşekkür ederim:)böyle uyanmalar, ayılmalar gerekiyor bize..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler Ecerce...
      Gerçekten ben de dürtüyorum kendimi zaman zaman.
      Bazen belki biraz kendimizi zorlamamız lazım ama değer gerçekten:)

      Sil
  22. yazılarını çok seviyorum semi.çevre bilinci ne yazık ki bizim halkımızda hiç yok.parklarda çekirdek yiyip yerlere atanlar,plastik şişeleri atanlar,...ben kızıma yürümeye başladığından beri çöp kutusuna çöp atmayı öğrettim.evde de ,sokakta da.evde kedi beslediğimiz için hayvanları zaten çok seviyor.doğayı korumanın,sevmenin ailede öğretildiğine inanıyorum.sizin çocuklarınız da gerçekten çok şanslı:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kedi bizim evimizde de var, çocuk için evde hayvan olması çok güzel:)
      Yazdığın gibi çevre bilincini küçükken öğretebiliriz, üstelik çok da zor değil.
      Çok teşekkürler yorumun için:)

      Sil
  23. çok güzel bir yazı olmuş.severek okudum.doğayı ne yazık ki koruyamıyoruz.parkta çekirdek yiyip yere atanlar,pet şişeleri atanlar.ben kızıma yürümeye başladığından beri çöp kutusu bilinci oluşturdum.evde de sokakta da çöp çöp kutusuna atılır.beni hiç utandırmadı.kedimiz olduğu için hayvanları çok seviyor zaten.ailede doğa bilincinin verilmesi gerektiğine inanıyorum.çocuk ne görürse onu yapıyor.çocukların çok şanslı ve tatlılar:)

    YanıtlaSil
  24. sosis ve kaşar mı o çöp şiştekiler. orda takıldım yazıyı bile okuyamadım:))

    YanıtlaSil
  25. Ne güzel dağ bayır gezilmiş,sıkıntı stres atılmış :)
    Ben de 12 senedir yeşillikler içinde bir kasaba da yaşadığımız için kendimizi çok şanslı sayıyorum..ben yeşillikler için de büyüdüm,çocuklarım yaşayamayacak diye çok üzülüyordum ama iş gereği buraya gelmeye karar verince çok sevindik..
    Dediğiniz gibi dağcı adam çöpünü ardında bırakmaz..Şu an yaşadığım yer bir tatil beldesi,yazın buraya gelen insanlar maalesef doğayı korkunç kirletiyorlar plajlar ve orman atık maddelerden geçilmiyor..
    belediyemiz toplayabildiğini topluyor ya görünmeyen orman içleri..bilinç olması lazım kendi elimizle doğayı yok ediyoruz..keşke herkes sizin gibi bilinçli olabilse..
    Mutluluğunuz daim olsun,Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tatil beldelerinin durumu vahim gerçekten.
      Tatilciler nasıl çöple dolduruyorlar her yeri, yol kenarları arabalardan atılan pet şişelerle doluyor.
      Bilinçli olma durumunu herkes için diliyorum, umarım bir gün olacak...
      Yeşillikler içinde yaşadığınızdan şanslısınız:)
      Teşekkürler güzel dilekleriniz için:)

      Sil
  26. Muhteşem bir yazı olmuş. Örnek alıp öyle yaşamalı. Çocuklarım yok ama oldukları zaman böyle yetiştirmek isterim...

    YanıtlaSil
  27. Çok etkilendim, imrendim, özendim, örnek aldım. Kurtuluş doğada bence de her koşulda Semi' cim. Sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ülker`cim çok teşekkürler. İhmal ettiğimiz, bozduğumuz doğa var ya, er ya da geç alıyor intikamını.
      Artık çok geç bile kalındı bir şeyler yapmak için.
      Herkes payına düşeni bir an evvel yapmalı...
      Sevgiler canım:)

      Sil
  28. Ne güzel buluşmuşsunuz doğayla, benimde en büyük hayalim önünde toprak parçası olan yeşilliği, çiçekleri, ağacı olan bir evde yaşamak, kapıdan çıkınca otlara basmak, daldan birşeyler koparmak. Evrene yolladım bekliyorum şimdi. Çevre bilinci hala çok alt seviyelerde, insanlar umarsız ve inanılmaz derecede duyarsız,bu çok üzücü gerçekten, kesinlikle daha sık yapmalısınız başlığa bayıldım zaten go semi go :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım en kısa zamanda hayaline kavuşursun Derya`cım...
      Çevre bilinci çok yavaşta olsa geliyor ama bazı şeyler için de çok geç kalındı diye düşünüyorum.
      Çok teşekkürler güzel yorumuna:)

      Sil
  29. Ne güzel bir gezi olmuş öyle Semi'cim. Ayrıca çocuklarına gösterdiğin ilgiye hayran olduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Bu arada Serdar Kılıç'ın takipçilerinden biriyim bende. Gerçekten çalışmaları takdir görmeyecek gibi değil.
    Küçüklüğümden beri yazları yaylamıza giderim evlenmeden her yıl en az iki hafta kalırdım. Ev yok derme çatma barınak. O yıllar aslında imkansızlıktandı ama iyiki diyorum imkan yokmuş ne güzel tecrübeler oldu. Toprakla, ağaçla, hayvanlarla ilgilenmek ne güzelmiş. Şimdi herşey teknoloji, herşey tüketim üzerine. Üretkenliklerimizi yitirdik bu hazıryiyiciliğe alışarak. son olarak "doğada nesli tükenmekte olan tür doğadaki çocuktur" bu sözüne bende bayıldım. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Serdar Kılıç takipçisi olmana sevindim, böyle insanlar daha çok takdir görmeli bence...

      Doğayla barışık insan her şartta yaşar.
      Çocukların okul müdürünün bir sözünü var; şimdiki çocukları bıraksanız acaba yürüyerek ya da otobüsle bir yerden bir yere gidebilirler mi diye. Çünkü hepsi servis kullanıyor, hafta sonları spor ya da sinema, kurs gibi faaliyetlere arabayla götürülüyorlar...Bırak doğaya çıkmayı, çocuk yere basmıyor neredeyse:)
      Teknolojiye, gelişime hayır demek imkansız. Ama tüm bunları yaparken doğayı unutmamak lazım, çocuklara bunu ne kadar erken öğretebilirsek iyi.
      Çok teşekkürler ve sevgiler:)

      Sil
  30. semiiii seninle o bastigin o anlattigin butun yerlere,bastim,icime cektim,hissettim.ne kadar guzel anlatmissin gununuzu.zaten yazilarini okurken mest oluyorum bunda da oyle oldu.ne mutlu size.doganin kucagina ben de yazin atacagim kendimi,hem de karadenizin cisil cisil yagmuru bitmeyen topraklarina.gel temmuz gel yapiyorum.
    etkinlikleriniz daim olsun semicigim,sevgiler gonderiyorum yad ellerden.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az kalmış az...
      Sayılı günler çabuk geçer derler ya:)
      Karadeniz`e geliyorsun demek, ben de Batı Karadeniz doğumluyum:)
      Benden de çok sevgiler sana, daralma oralarda bak az kalmış işte:)

      Sil
  31. Çoook güzelbir yazı olmuş. Bana çocukluğumu , gençliğimi hatırlattı. Ben 25 yaşıma kadar meyveleri sadece ağaçtan kopararak yedim...ta ki İstanbula yerleşene kadar. Büyük şehir insanı kapıp götürüyor.Senin gibi kopabilenlere aşk olsun, bununla kalmayıp da bizi de sürüklediğin için helal olsun. Çocuklarımı daha sık doğaya çıkarmalıyım...Bunu hatırlattığın için teşekkürler. Sevgiler :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuklar üzerinde tecrübelisiniz, onların nelere ihtiyacı var çok iyi bilirsiniz.
      Ben üzülüyorum gerçekten, mesela artık her mevsim her meyve bulunuyor. Bizler büyürken bilirdik, yaz-kış meyvelerini...Şimdi çocuklara neden mart ayında karpuz, çilek almadığımı açıklamak zorunda kalıyorum.
      Ben teşekkür ederim asıl, okuduğunuz için, ilham olabildiğim için:)

      Sil
  32. çok çok beğenerek okudum yazını. eline sağlık semi!

    YanıtlaSil
  33. Yavrucağım Peer Olem çok yaşa doğa adamı bravo sana :)) doğa adamı, çevreci Bolat abin öpüyor seni :) Semi Birsen Tezer'i ben de Clinic Music Live Club'te izledim çok güzel performansları oluyor gerçekten :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bolat abisi, belki o da büyüyünce senin gibi kuş gözlemcisi olur:)
      Hayvanlara deli oluyor, çok seviyor. Yazın haşerelere karşı ilaç yaparlar ya ona bile söyleniyor. Doğanın dengesini bozuyorlar diye. Geçen hafta karıncalara yuva yaptı, bahçedeki karıncaları kesme şeker ile besliyor:))
      Birsen Tezer, sesi, müziği bir yana bırak, insan gibi insan. Kimseyi kırmaz, yüzü hep güler.
      Bursa`ya senede bir ancak geliyorlar, kaçırmamaya çalışıyorum.

      Sil
    2. Bizim resim sergimiz vardı Dünya Su günü için, keşke çocuğa bir resim yaptırsaydık yahu hiç aklıma gelmedi Türkiye'nin her yerinden resim geldi :) sertifika gönderirdik Sayın Çevre Dostu şeklinde :)) Çok sevinir gaza gelirdi kesin :))

      Sil
    3. Bolat, bunu şimdi mi söylüyorsun:))
      Okullarında kulüp dersleri var, geçen sene Yavru Tema kulübündeydi. Ektiler, biçtiler...Eve bir ara her gün bir sebzeyle geliyordu:)Bir de hepsi TEMA üyesi oldular. Hoşuna gidiyor böyle şeyler...

      Hadi bakalım bu kez affettik seni, bir daha olmasın:))

      Sil
    4. Aklımda yazdım bunu bir kenara! Olursa bir etkinlik aklıma getireceğim :)

      Sil
  34. 13 yaşındaki oğlum bu yaz gidecek Serdar beyin kampına. İzmir uzay-bilim kampı ile campwolftrack arasında gitti geldi epey fikren. Bakalım sonucu göreceğiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzmir kampı bizim de aklımızda. Ama okul seneye götürecek zaten.
      Bu sene de gene okulla gidecek.
      Kamptan çok memnun geldi, ortamı çok sevmiş. Hepsi çok ilgililer zaten.
      Oğlunuz da umarım beğenir...

      Sil
  35. Durmak yok yola devam. Çocuklar böyle büyüdüğü zaman (doğanın kendilerine ait olduğu bilinci ile) zaten çer çöp atmamaya da başlıyor. Diğer "bipedal"ları ise zaten.....neyse sinirlenmeyeceğim :) Ayrıca bu konuda bu kadar "sağlam" çocuklar yetiştirmeye çalıştığın için de tebrik ederim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Moral verdi bana yorumun Mr.E:)
      Elimden geldiğince yapıyorum ama bazen salak hissediyorum kendimi. Çocukları farklı yetiştirmenin sıkıntılarını yaşar mıyım acaba, toplumla aralarında uyum sorunu olabilir mi diye de düşünmüyor değilim. Ortaya salsam yetiştirsem daha kolay olurdu benim için:))
      "bipedal" lara gereken küfürleri bizzat yeri ve zamanı gelince yapıyorum layıkıyla:))

      Gene beklerim:))

      Sil
  36. Sevgili Semi bana adresini ulaştırırsan sana ufak bir sürprizim olacak ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Derya`cım sana mail attım. Utandım, çok teşekkürler:)

      Sil
  37. harikalar fotoğraflar.....bayıldım hepsine ....doğa bir harika ...
    bloğuma beklerim tatlım...
    sevgiler
    chfashiontrend@blogspot.com

    YanıtlaSil
  38. Merhaba,
    Yazınızı, yorumları ve yorumlara verdiğiniz cevapları okudum. Ayrıca sitenize genel olarak göz gezdirdim. İçtenlikle yazıyorum, takdire değer çalışmalarınız var. Anlatımınız da samimi ve sürükleyici. Okurken dört duvar arasından çıktım. 65 yıl öncesine, çocukluğuma gittim. Doğanın hayali bile dinlendiriyor insanı.
    Hayali dinlenme esnasında da düşünüyor insan. Neden böyle olduk? Neden doğamızı, doğallığımızı kaybettik?..
    İnşallah sizler gibi doğa dostları ve fırsat eğitimi yapanlar sayesinde doğayı ihmal etmeyiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, sizden böylesine güzel bir yorum olmak benim için çok değerli. Hem tecrübeniz, hem öğretmen oluşunuzdan dolayı bizlere çok şey katacağınızı düşünüyorum.

      Ben ve benim gibi olup, çocuklarımızı da bu yönde yetiştirmek isteyenlerin sayısı ne yazık ki çok değil. İnsanoğlu varlığından beri doğayla barışık yaşamışken, günümüzde yaşam koşulları bizleri bu hale getirdi. Artan nüfus, çalışma ortamı, teknolojik gelişmeler derken unutuldu bazı değerler...
      Umudum yok değil, herkes elinden geleni yapmalı. Ama ufak, ama büyük...

      Sevgilerimle...

      Sil
  39. Çocuklarına özen gösteren ailelere bayılıyorum. Özenden kastım istedikleri her şeyi alıp önlerine yığmak değil,çocukları hayata dahil edebilme özeni. Şimdiki çocuklar ne yazık ki yaşayamıyor. Ne güzel bir gezi olmuş ve ne şanslılar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler:)
      Şimdiki çocukların durumu belli, yaşayamıyorlar...
      Bize düşen onlar için elimizden ne geliyorsa yapmak.
      Hep söylediğim bir şey var; şimdi çocuk yetiştirmek çok daha zor. Eskiler derler ya; elimizde bez yıkadık, bulaşık, temizlik yaptık, makineler yoktu diye. Keşke bu kadar basit olsa her şey. Şimdi tüm bunlar fazlasıyla var ve bizler bu fazlalığın içinde nasıl yaşadığımız unuttuk. Çocuklara ne aktaracağımızı bilemeyen insanlar olduk. Bizler sokakta büyüdük zaten, evde oturmadık ki...
      Ve o sokak bizlere çok şey öğretti, farkına sonradan vardık:)
      Sevgiler...

      Sil
  40. sabah keyfim oldun Semi..kahvemi sende ictim, keyifle okudum, verdigin linklerde kayboldum, hayran oldugum bir insan Serdar Kilic, NTV de kacirdigim programlarini izledim oturup..Birsen Tezer ayri keyifle dinledigim bir ses..beni benden aldin bu sabah :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Karşılıklı oturup kahvemizi içseydik ne güzel olurdu, değil mi Itır?

      Ya zaten Serdar Kılıç gibi değerli insanlarımız çok az, sahip çıkmamız lazım. Bir de güzel örnek Nasuh Mahruki var. AKUT`u kurarak olmayacak bir şey yaptı Türkiye`de. AKUT devam ediyor ve kendisi de şu anda şirketlere seminer veriyor.
      Birsen Tezer, sesi ve müziği zaten tartışmasız. Her zaman gülen yüzüyle, sempatikliğiyle hayran kaldım kendisine.
      Güzel yorumuna çok teşekkürler Itır`cım:)

      Sil
    2. yaa ne güzel olurdu, ama yakinlarda bir zaman yapicaz galiba artik onu, büyük ihtimal haziranda ist da olmak gibi niyetim var :)

      bu arada sana bir soru, nedensen belki taniyabilecegini düsündüm, cünkü onun ogullari da (gerci biraz daha büyük senin oglanlardan) kayak sporuyla yakindan ilgili, Mehmet Evcim'i tanirmisin?, o da Akutla cok iciice biri cünkü..

      Sil
    3. Haziranda İstanbul`gelirsen önceden haber ver, ayarlayalım. Malum 8 haziran okullar kapanıyor, ona göre planlamam lazım:)
      Hafızamı yokladım ama Mehmet Evcim`i tanımıyorum.

      Sevgiler Itır:)

      Sil
  41. hoşgeldiniz demek için uğradım. sitenize bayıldım. görüşmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş buldum ve siz de hoş geldiniz:))
      Sevgiler...

      Sil
  42. Serdar'ı her izlediğimde orda olmalıyım diyorum... Böyle programların sayısı artmalı, ama korkuyorum artınca kalitesi de bozulur mu diye...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kalitesi bozulmaz, zannetmem. Çünkü böyle programlar yapmak her baba yiğidin harcı değil:))
      Herkes kalkışmaz yani.
      Bir de tabii reyting konusu var. Reytingler düşük bu tarz programlarda. Yapımcılar fazlasını istemez. Düşünsene bir çok kişi bu tarz programı seyretse, doğa aşığı olup çıksa reklamlarda gördüğünü kim alacak:))Ucu herkese dokunur, reklamcıya dokunur, üretene dokunur, tv kanalına dokunur...

      Sil
  43. Merhaba, ne güzel yazılar ve fotoğraflar... Hepsi doğal ve samimi, bayıldım. Buraya sevgili Özlem'den geldim. Mutlu eller beni çok mutlu etti, teşekkürler...
    Anneler gününüz kutlu olsun, sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne iyi ettiniz geldiniz:)
      Sizi mutlu ettiğime ayrıca çok sevindim, teşekkürler:)
      Sizin de anneler gününüz kutlu olsun!

      Sil
  44. Aynı yolda yürüyenlerin yolu kesişiyor bir gün bir yerlerde ... Yolum sizinle kesişti ... çok mutluyum :)
    Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yolumuzun kesişmesine ben de çok mutlu oldum:)
      Sevgiler...

      Sil
  45. Harika bir anlatım ve fotograf'larla doğayla başbaşa harika anılar.
    Çocuklarınız çokk şanslılar günümüzde 4 duvar arasına sıkıştırmayan bilinçli bir aileye sahip oldukları için.
    Sayen de ne çok şey bilgi dağarcığıma eklenmiş oldu.
    Sevgilerimle anneler gününü kutluyorum canım.

    YanıtlaSil
  46. Anneler gününüz kutlu olsun. Pozitif bir insan olmanız ne güzel. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkürler. Pozitif olmak her zaman mümkün olmasa da olmaya çalışıyorum diyelim:)

      Sil
  47. doğayla başbaşa olmanın pozitif gücü...

    YanıtlaSil
  48. Bu yazı kesinlikle başka bi gezegenden yazılmış :)
    Ne güzel yapmışsın içim açıldı okuyunca :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başka bir gezegen???
      Muzi alemsin:)
      Güzel oldu güzel, daha sık yaparız umarım:)
      Sevgiler:)

      Sil
  49. Merhaba,
    Senin için bir ödülüm var :) Ödülü kabul ediyorsan yapman gerekenler burada: http://pattasarim.blogspot.com/2012/05/odulumuz-var.html#more

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bloğunuza yorum olarak yazdım. Çok teşekkürler ilginize:)

      Sil
  50. çok güzel yazmışsın :) hangi gezegenden yazdın bunları :P

    YanıtlaSil
  51. Kendimi bir an bu sehrin gri kaldirimlarindan cok uzaklararinda buldum! Keske herkes dogamizi karsi bu kadar duyarli olsa, bize sundugu o güzel renkleri görebilse. Cok tesekkürler, gercekten! :) Selamlar

    YanıtlaSil
  52. Canım doğa çekti...

    http://emrilyo.blogspot.com/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel:))
      Bloğuna gelip izleyicin oldum çoktan, haberin ola:)

      Sil
  53. cok guzel keyflı bır gun olmau yalnız o sucuklar benı benden aldı amma lezeetlı olmustur:)) gorsellerı kocaman gormeyı cok ısterdım bıde:)

    YanıtlaSil
  54. Doğayı korumazsak ileride gerçek anlamda zorluklarla karşılaşabiliriz ki ben bunun yakın bir zamanda olacağını düşünüyorum. Küresel iklim krizi de bunları net bir biçimde gösteriyor. Ben kendi alanımda kentsel ısı ada etkisini azaltmak için şehirlerde yapılabilecek çalışmaları derliyorum. Ancak sadece bu yeterli değil bilinçlenmek ve gelecek nesillere de bu bilinci aşılamak lazım. Sizde bu işi çok güzel başarmışsınız, ne mutlu size.

    YanıtlaSil