4 Aralık 2012 Salı

Nasıl Bir Şey O?

İstanbul Tasarım Bienali`ne gittim. Ya da şöyle düzelteyim: Bienal kapsamında olan iki sergiye, Musibet ve Adhokrasi! Bienalde 46 ülke, 300`e yakın tasarımcı, 100`den fazla proje yer alıyor.

Bazen denk gelirsiniz, karşınıza çıkan biri öyle bir bakar ki, altyazıda şunu okurum ben: "ne alaka yani bienal?!" Ya da annem gibi: "Nasıl bir şey o?" "Merak etme anne, kötü bir şey değil. Sergi gibi falan yani" Bizim bu telefon konuşmalarımızı bir tasarımcı duysa ağlar herhalde:))

Bienale gitmek için 'bir şey' olmanıza gerek yok aslında. Yaşadığınız şehre, ülkeye, dünyaya baktığınız açıyı değiştirmek veya sorgulamak için, bazı insanların nelere kafa yorduğunu anlamak için, gelecekte bizi daha nelerin bekleyebileceğini görmek için, dikkat çekilen noktalarda biraz olsun farkındalık kazanmak için.....ve kendinize göre pek çok nedenden dolayı bienale gidilir!

'Eee anlat bakalım' kısmı ise en zoru sanırım. Hepsi mümkün olmasa da akılda en kalıcı olanlar, anlamlandırabildiğim en iyilerini kuru kuru geçmeyeyim, ki belki birilerinde bienal iştahı açılır:)

İstanbul: Kentsel Kılık (Ebru Salah)
Dönemler boyunca kılıktan kılığa girmiş İstanbul`un elbisesi ancak bu kadar şık olur derken projeyi okuyunca daha bir anlamlı hale geliyor: Çevre yolları kesme, iki yakayı birleştiren köprüler ve vapur hatları dikme, büyük kenstsel dönüşüm projeleri yama, kentsel yoğunlaşmanın olduğu rant alanları katlama, standart yapılaşma alanları kalıp olarak karşımıza çıkıyor.

Olağanaltı (Ceren Balkır Övünç, Elif Kendir B.,Emre Altürk, Nilay Yurtsever)
Kırılgan bir ortam burası. Birinin üzerinde bir film karesi:"istanbul, ya sen beni yeneceksin, ya da ben seni!..."Bir diğerinde boğazdan geçen 312.tanker, diğerinde lüfer, birinde vapur.... Belirlenen noktaya gelip, çenenizi dayayıp baktığınızda ise İstanbul Silüeti!

40 Nasihat Made in İstanbul (Özlem Berber, Sait Ali Köknar, Funda Uz, Ali Paşaoğlu, Yuvacan Atmaca, Özlem Ünsal)
Bahsi geçen 40 Nasihat`a tebessümle bakıyorsunuz. Gece yarısı İstanbul Hatırası dövme yaptıran, dam üstünde spor sahası olan okul, Galata Köprüsü balıkçısının olta sabitleyicisi....gibi kent nasihatleri görülmesi gerekenlerden:)

İstanbul -O- Matik (Cem Kozar, Işıl Ünal)
Sergide mutlaka bahsedilmesi gereken ama anlatması çok zor olan interaktif bir kent yapma oyunu aslında. Karşınızda üç boyutlu bir ekran ve yerde butonlar. TOKİ, politikacılar, yıldız mimarlar, turistler... Çok etkileyici!


Kentsel Yenileme ve İlgili Memnuniyetsizlikler: Kreuzberg-IBA '84/87 (Esra Akcan)
Projenin yanındaki açıklama: "Bir Türk ailesinin Alman Federal Anayasa Mahkemesi`nde 1993`te kazandığı bir dava sonucunda, bilgi edinme özgürlüğü anayasal hakkının bir parçası olarak uydu anteni sahibi olabilmek ve Türk televizyonlarını seyredebilmek için kanuni izin çıktı."
Çanak içinde çanakları neden gördüğümüzü de anlamış olduk:)

İnşaat Ya Resulullah (Aydan Çelik)
Birikim dergisinin ekim 2011 sayısının kapağı bu kez bienaldeki Musibet sergisinin bitişinde uğurluyor bizleri ve yutkunarak yorumsuz kalıyorum ben de:)

İstanbul Modern`de görebilecekleriniz bu kadar değil tahmin edersiniz:
"Giysi Takası", "İslam, Cumhuriyet, Neoliberalizm", Soundspace", "Bilinmeyenin Gerçek Dışı Durumu","İzmir/Deniz" Töztepe", "Ben Başkan Olsam"... benim için diğer öne çıkanlar.

Bienalin diğer adresi Adhokrasi sergisi için Galata Özel Rum İlköğretim Okulu`na devam ettik.
Sergi binası müthiş!


Okul, demografik sebeplerden dolayı 1988 yılında kapanmış, 2001 yılında anaokulu olarak tekrar hizmete açılmış ancak 2007 yılında öğrenci yetersizliğinden dolayı bir kez daha kapanmış. Sınıfları hayal ederek yürürken, kimi odaların kapılarının yanlarında müdür, müdür yardımcısı tabelalarını görünce içim burkuldu ister istemez...

Imagine (Pedro Reyes)
Bu serginin en çarpıcı projesi Meksika`dan. Pedro Reyes, 2008`den beri yasadışı silahların gönüllü olarak bağışlanması için kampanya düzenlemiş. El konulan silahları gitar, flüt, bateri gibi farklı müzik aletlerine dönüştürüp bir orkestra ortaya çıkarmış.
Bu projeyi, İstanbul Tasarım Bienali Direktörü Özlem Yalım Özkaraoğlu şöyle anlatmış:
"... Müzik enstrümanlarına dönüştürülen silahların gerçek olması ve özellikle de Meksika'dan gelmesi, nakliye işleminin başlı başına bir zorlu bir süreç olacağının habercisiydi. Enstrümanları, İstanbul Tasarım Bienali'nin 'Adhokrasi' sergisine getirmek için eylül ayı başında Pedro ile konuşmaya başladık. Nakliyat için öncelikle içişleri bakanlığından izin belgesi alınması gerekiyordu. Uzun süren yazışmalar ve pek çok hayır cevabı bizi yıldırmadı. Tüm bu işlemler için neredeyse tüm İKSV çalışanları iki-üç hafta durmadan çalıştı. Bir aylık çalışmanın sonunda emeklerimizin karşılığını aldık, müzik enstrümanları özel olarak hazırlanan korumalı dört sandıkla Mexico City'den Paris aktarmalı olarak İstanbul'a vardı. Enstrümanlar İstanbul'a ulaştığında Tasarım Bienali ofisinde kutlama yapıldı. Bienalin açılış kokteylinde Gevende grubu bu aletleri kullanarak bir konser verdi, gerçek bir kutlamaydı...."

Adhokrasi sergisinde yaratıcılık ön planda. Mikro Hava Araçları, Tost Makinesi Projesi, Doğaçlama Makinesi, Şeffaf Araçlar, Kendi Kendinin Hediyesi Ol, Taşıttan Projeler, Toki Kullanıcıları İçin Hayatta Kalma Kılavuzu, İnsansız Hava Aracı bunlardan bazıları sadece.
Kendi Kendinin Hediyesi Ol, maalesef mola verdi ordayken, göremedik. Ancak oldukça ilginç, bir platform üzerinde önce vücudunuz Kinect sensörler tarafından taranıyor ve birkaç dakika içinde kendi üç boyutlu modelinizi elinize alabilirsiniz. Çalışırken değil ama sonuçları gördük:)
Atladığım, anlatmadığım, fotoğraflamadığım projeler var elbet. En iyisi gidip kendiniz görmeniz, yorumlamanız. Buradakiler tadımlık sonuçta:) Geç kalmayın, son tarih 12 aralık!
Gerekli bilgi için:
İstanbul Tasarım Bienali
İstanbul Modern

Güzel bir gündü. Bir de bu günü bir blog dostumla yaşayınca çok daha özel oldu:)
Sevgili Sezer (Klio`nun Şarkısı) ile uzun zamandır buluşma konusu vardı aramızda. Kuru kuru buluşup kahve içmeyelim deyip bienalde buluşmaya karar vemiştik, isabetli de oldu.

Bir sonraki buluşmada belki daha kalabalık oluruz, ne dersiniz oradakiler?

Fotoğrafların tümü bana aittir. Lütfen izinsiz kullanmayın.

49 yorum:

  1. Semiiii! Tam buluşmamızla ilgili yazarken, senin yayınladığını gördüm:)Senden 1-2 saat sonra ben de yayınladım. Güzel oldu, örtüştü. Ama baktım ki sen Bienali çok güzel anlatmışsın, ben ziyaretçileri sana yönlendirdim ve ayrıntıya girmedim:)Çok hoş bir yazı olmuş. Günümüz de güzeldi. Teşekkür ediyorum sana ve en kısa zamanda tekrarını bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bence de güzel bir gündü Sezer`cim. Umarım tekrarlarız:)
      Sen de çok güzel yazmışsın, gönül ister ki hepsini anlatalım ama çok detaylı yazılmıyor hepsi:)
      Sevgiler:)

      Sil
  2. Cok guzel ollmus (sak sak sak), cok guzel ollmus (sak sak sak) !

    ben zaten sizin bulusmanizin siradan bir bulusma olmayacagindan adimmmm gibi emindim :-) Harika bir aktivite olmus, yalniz Sezer'e de yazdim, yemin ediyorum iki kucuk yaramaz kiz gibisiniz, yerim ben sizi :-))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :))) Alemsin:)))
      Umarım seninle de bir gün buluşuruz, neler yaparız kim bilir?
      Öpüyorum seni çok:)

      Sil
  3. harika bir gün geçirmişsiniz ilginç tasarımlar ve projeler gerçekten insanı düşündürüyo gidip gezmek isterdim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten öyle. Farklı bir gün yaşamak için, normal hayatta pek karşılaşılmayacak şeyler görmek iyi geliyor:))

      Sil
  4. Demek "detaylar sonra"nın detayları bunlardı: )

    Birilerini ayartıp gidebilirsem ne mutlu, gezmene beğenmene sevindim...

    İstanbul -O- Matik (Cem Kozar, Işıl Ünal) ve Olağanaltı (Ceren Balkır Övünç, Elif Kendir B.,Emre Altürk, Nilay Yurtsever)en çok bunlar dikkatimi çekti tabii orada nasıl etkilenirim orası muamma...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İşin daha detayı çok da, bazı şeyleri anlatmak, özellikle yazıya aktarmak çok kolay değil. En iyisi gidip kendin görmek:)
      Bazı projeleri, tasarımları görmek insanı şöyle bir titretiyor onu söyleyebilirim:)
      Şehirleşme, kentsel dönüşüm derken çok şey olmuş ve hala olmakta....
      Az kaldı bitiyor bienal. Umarım gidersin:)

      Sil
  5. çok ta güzel olmuş buraya ziyaretiniz hepsi birbirinden güzel:) süperrrr
    sevgiler..

    YanıtlaSil
  6. 40 nasıhatı cok merak ettım yazdım kenara gıtmeli:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 12 aralık son, çok zaman kalmadı. Umarım gidersiniz:)

      Sil
  7. Ellerine sağlık, iyi ki aynı gün gezip görmüşsün ikisini de yoksa ara verince bienal'den biraz soğuyor insan (tecrübeyle sabit). 40 Nasihat ve İstanbul-o-matik fantastik çalışmalar, okurken ya da basarken ne kadar eğlenmiş olabileceğini tahmin ediyorum :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İkisini birden görmek iyiydi. Bir tek sonlara doğru, kafa epey bulanıyor. Artık okumak istemiyorsun, tembellik basıyor:)))
      40 Nasihat zaten başlıbaşına çok eğlenceliydi:)
      İstanbul -O-Matik, basarken iyiydi ama kimi zaman da düşündürücü...(tam isabet!)

      Sonraki buluşmaya ekibi büyütsek diyorum, olmaz mı? (4-5 kişi olsak mesela)

      Sil
  8. Yanıtlar
    1. Neden neden nedennnnnnnn diye sorarlar adama:)
      12 aralık son, vakit var daha:)

      Sil
  9. Meraklardayım ama kaba tabirle kaba etimi kaldırıp da gitmiyorum. Bu süper imrendirici şahane post'tan sonra kesin giderim (umarım, galiba, sanırım) diyorum. :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. 12 aralık son, hadi acele et biraz:))
      Üşenme, bak bana, ben nerelerden kalkıp gidiyorum:)
      (şunu belirtmem lazım, benim için İstanbul`da yaşayanlardan çok daha pratik ulaşım:))

      Sil
  10. ıstanbula gelırsenız bır daha bana da haber verın olur mu? cok ısterım gorusmeyı.

    YanıtlaSil
  11. Yarın ordayım, arkadaşı da ayarttım: )) Eh biraz da eminönü yaparım, tadından yinmez...

    Yalnızzz benim Şef fotoğraf makinasını almış ve taaa Mısır'a gitmiş:( Gördüklerimi zihnime kaydetmem sonra da çıktısını almam nasıl olur bilemedim: )

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim senin adına. Umarım keyif alırsın, biz de zevkle okuruz:)
      Bizde fotoğraf makinesini ben kaptım, aslında eşimindi. Ama el koydum kendisine:))

      Sil
  12. Gün ve saat uygun olursa seve seve :) Diğer yorumun altına yazamadım niyeyse :S

    YanıtlaSil
  13. Yine bir solukta okudum. Kentsel kılık' a da silahlardan yapılmış enstrümanlara da ve bunları sergileyebilmek için geceli gündüzlü çalışan insanlara da bayıldım. Hatta yaptıkları işe imrendim de. Yine bir sürü pencere açtın kafamda Semi... Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Ülker`cim.
      Ben de ne zaman sergi, müze vs. gezsem o pencerelerden çok açılır kafamda. O yüzden gidiyorum zaten. Günlük tempoda farkında olmadan çok şey kaçırıyoruz, dikkatli de değiliz aslında.
      İstanbul`un yakın olmasının nimetlerinden faydalanıyorum. Sabancı`ya da gidesim var ama bu ay zor biraz:)
      Sevgiler, prensesi mıncıkla, kokla benim yerime:)

      Sil
  14. bu aralar tamda İstanbul'un silüeti konuşulurken sanırım bienal de yerine denk gelmiş
    gitmek nasip olmayacaktır ama ilgisiz kalmakta istemem ,senin bize seçtiklerin gerçekten ilginç ve güzel ,çok da güzel anlatmışsın
    gerçekten güzel bir gün geçirmişsin ,arkadaş buluşması da olmuş oh ne güzel
    sevgiler Semi :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Anlatmaya çalıştım ama tahmin edersin ki zor. Keşke şartlar müsait olsa herkes görebilse...
      Hepimizin bir gün bir yerlerde buluşacağını düşünüyorum ben. Blog sayesinde çok arkadaşım oldu, bazılarıyla tanıştım da. Bir şekilde denk geliriz belki seninle de:)
      Teşekkürler güzel yorumun için:)

      Sil
  15. İstanbul Modern Türkiye'nin en iyi çağdaş sanat müzesi. Ben de TÜSİAD daveti dolayısıyla bienaldeki bazı sergileri gezdim, muhteşemdi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum. O yüzden kaçırmamaya çalışıyorum, umarım ülkemizin diğer şehirlerinde de benzer müzeler açılır.

      Sil
  16. yaaaani çok samimi söylüyorum :)böyle güzel etkinlikleri yazmasan haberimiz olmakla kalacak içeriğini bilmeyecektik.Savaş aletlerinden müzik enstrümanı yapıp orkestra çıkarmak ise beni ayrıca büyüledi.Bir de o fotoğrafların içinde şemsiyeler görmüştüm.Şemsiyelerin zihnimde ayrı bir öenmi ver çağrışımı var.Çok sevindim yazını okuduğumda,teşekkürler:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim okuduğun için ve tabii yorum bıraktığın için:)
      Elimden geldiğince takip ediyorum böyle etkinlikleri. Hepsini gidemesem de ara ara kaçıp gidiyorum:)
      Yol çok problem olmayınca beni çok zorlamıyor açıkcası....
      Sevgiler:)

      Sil
  17. Benim velet'de neden çocuk Bienali yok diyordu. Yapabilirmiyiz acaba? Ne dersin!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çocuk bienali hiç düşünmedim doğrusu.
      Olur mu, neden olmasın:)
      Çocuk seviyesine indirmek zor olabilir.
      Bu bienalin bazı projelerini zor kavradım diyebilirim. O yüzden rehberle gidin diyorlar:)
      Ama ben kendim keşfetmeyi de seviyorum:)
      Benim büyük oğlana gelince fotoğraflarla anlattım, bazılarını anladı gerçekten.
      En çok silahlarla müzik aletlerini beğendi:)

      Sil
  18. Çok güzelmiş. izlemek isterdim . Sevgiler.

    YanıtlaSil
  19. amanın benden gene kaçıyor gibi artık.. Baksana anca blog a şimdi uğradım birde gideceğim dersem şimdiden gelecek yılkine sanıyorum ayarlarım kendimi..
    hem gene yalan oldu bizim buluşma

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Begit, hep gecikiyorsun:))
      Bizim buluşmanın 2012`de olma ihtimali kalmadı. Artık şansımızı 2013 için zorlarız:))

      Sil
  20. Gidemedim ama sayende oldukça fikir sahibi oldum Semicim. Teşekkürler, sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En azından birazcık fikir verebildiyse ne mutlu bana:))
      Öptüm seni:)

      Sil
  21. Istanbul'u herkes hep bir kadin olarak hayal eder ama simdiye kadar ilk defa o kadina elbise bicen birini gordum. Fikir ve uygulama cok hosuma gitti. Bir diger favorim ise "insaat ya Resulallah" . Koptum .Toki ve diger yandas muteahhitlere iyi gonderme yapilmis, tebrik ederim. Keske ben de boyle isler yapabilseydim...
    Ebygale'in de dedigi gibi sayende gitmis kadar olduk. Fotograf makinana, bakis acina ve yorumuna saglik.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O elbise benim favorim:) Sadece bir elbise değil, öyle bir kesmiş ve dikmiş ki, rant bölgeleri, kentsel dönüşümler, köprüler...hepsinin altını çizmiş.
      Sergide Toki ile ilgili çok proje vardı.
      Mesela Toki Kullanıcıları İçin Hayatta Kalma Klavuzu, incelenmesi gereken bir proje. Oturup bir kitap hazırlamışlar resimli, açıklamalı. Üst tarafta problem yazıyor, altta el çizimleriyle çözüm önerileri:))
      Örnek problem: Komşularım güne gelmek istiyor, ev küçük, masa yetmiyor.
      Örnek problem: Köyden buraya taşındım, apartman hayatına nasıl alışabilirim?
      Örnek problem: Çok kalabalık, kimseyi tanımıyorum. Nasıl kaynaşırız?
      Gibi gibi gibi.....

      En azından gidemesen de bir fikrin oluşmuş oldu, ne mutlu bana:)

      Sil
  22. buralardayım ama ben bu postta mesaj attım unuttun unuttun sen beni galiba

    YanıtlaSil
  23. Bienal bahane mim şahane, mimlendin :)

    YanıtlaSil
  24. sergi gerçekten çok hoştu ya ben de bayağı fotoğraf çektim :)
    okul götürdü zaten inceleyelim diye. ders olarak gezdik yani hehe.

    40 nasihat bölümü çok hoştu bence içlerinde en çok o bölümü sevmiştim.

    YanıtlaSil
  25. Bugünkü tomurcuk gazetesi bak kayıp aranıyor diye senin adına ilan verdik ona göre.... :)

    YanıtlaSil
  26. Nasıl bir blog buuu :))) şahane

    YanıtlaSil