15 Eylül 2014 Pazartesi

Kutup Martısı ve Harpa

Uzun bir süre önce İzlanda`ya gitmeyi kafaya koymuş ve iş ciddiye bindiğinde oturup hangi gün ne yapalım kısmını detaylandırmaya başlamıştık. Ve demiştik ki "vay be, ne çok şey var yapmak istediğimiz!" Ne kadarının gerçekleşeceği konusunda başlangıçta şüpheli olsam da döndükten sonra diyebilirim ki listedekilerin çoğunun (ki biz bile şaşırdık) üstü çizildi.
Reykjavík limanında göze çarpan ve oldukça davetkâr turlar var. Bu turlar neler: balina gözleme, kutup martısı gözleme, balıkçılık ve kuzey ışıkları. Kuzey ışıkları çok istememize rağmen takvim gereği mümkün olmadığından baştan elendi. (15 eylül-15 nisan arasında görülebiliyor) Bu durumu gitmeden biliyorduk elbette. Biz de diğer çok istediğimiz tura yöneldik: yukarıdaki tekneyle "puffin" gözlemeye çıktık. Puffin için araştırdığıma göre biz kutup martısı diyoruz, başka ismini bilen varsa yorum olarak yazabilir. 
Tur yaklaşık 1-1,5 saat sürüyor. Tur şirketleri Reykjavík civarında görülebilecek yaklaşık 12.000 çiftin yaşadığı Akurey Adası`na veya 10.000 çiftin yaşadığı Lundey Adası`na uğruyor.


Pengueni andıran (takma adı deniz papağanı) kutup martıları 60-70 metre derinliğe dalabiliyor, 88 km.hızla uçabiliyor. Bu yüzden iyi bir fotoğraf yakalamak oldukça zor. Turuncu tonlarında olan gagası, kışın gri-kahverengiye dönüyor.
Kutup martıları tehlike altında olan bir tür değil. Bu sebeple belirlenen tarihlerde yasal olarak avlanabiliyorlar, yani eti yeniyor diye not düşeyim.
Kutup martısı gözleme turu günde iki kez olmak üzere 15 mayıs-15 ağustos tarihleri arasında mümkün. Gözlem turlarının hepsi genel olarak pahalı diyebilirim. 
Yetişkin 33 Euro
Çocuk (7-15 yaş) 15,5 Euro. 
0-6 yaş ücretsiz

Reykjavík`teki kültür ve konferans merkezi olan Harpa hakkında gitmeden önce okuduk ve hatta "vaktiniz varsa mutlaka konsere gitmelisiniz" önerilerine kulak verip bir konser için biletlerimizi ayarladık. 
2011 yılının ağustos ayında Reykjavík`te her yıl düzenlenen "kültür gecesi"(Menningarnótt) kapsamında kapılarını açan Harpa, aslında yapılması çok daha önce planlanan bir bina. 2008 yılında İzlanda`da yaşanan finans krizinden dolayı tamamlanması neredeyse üç yıllık bir gecikmeyle gerçekleşmiş. 
2009 yılında açtıkları bir yarışma sonucunda 4000`den fazla verilen öneri arasından hem İzlanda`ya ait, hem de kolaylıkla söylenebilen Harpa adına karar verilmiş. Harpa İzlanda`da bir kadın adı, aynı zamanda eski İzlanda takvimine göre İzlanda`da ilk yaz ayı.
Danimarkalı Henning Larsen Mimarlık, İzlandalı Batteríið Mimarlık ve sanatçı Ólafur Elíasson`un ortak çalışması sonucu hem estetik açıdan, hem mimari açıdan müthiş bir yapı ortaya çıkarmışlar. 
Harpa`nın logosundaki dört renk büyük konser salonlarının renklerini temsil ediyor. 43 metre yüksekliğindeki Harpa`da en büyük konser salonu 1800 kişilik. Binanın akustiği gereği her tür müzik türü için uygun konser düzenlenebiliyor, oturma düzeni değiştirilebiliyor. 
Bal peteğini andıran cam cephe türlü ışık oyunlarına sebep olurken, havaya göre değişen günlük ışığa tepki veren yansımalar görülmeye değer. Harpa, mimarisiyle 2013 yılında 350 rakip arasından sıyrılarak "Çağdaş Mimarlık için Avrupa Birliği Ödülü"nü almıştır. 
Bizim orada olduğumuz sınırlı sürede seçtiğimiz konser için elbette İzlanda müziğini tercih ettik. Harpa hakkında bu kadar yazdıktan sonra konser salonunun akustiğini yazmama sanırım gerek yok. Sadece ben de okuduğum diğer tavsiyeler gibi oraya giderseniz mutlaka bir konser için vakit ayırın derim. Yolunuz düşerse: Harpa
İnsanın yanında sürekli bir oyun arkadaşının olması çok güzel bir duygu olsa gerek, her ortamda eğlence tam gaz:)

Ha Unutmadan, daha "Blue Lagoon"`u yazmadım, arasıra uğrayın olur mu?


Not: Lütfen fotoğrafları izinsiz kullanmayın.

22 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı okudum, hem bilgilendim hem keyiflendim.

    YanıtlaSil
  2. Yakışıklı oğulların o kadar şanslı ki ...
    İzlanda'yı görmeyi çok isterdim. Ama gidelecek yerler listemiz o kadar uzun ve bunun için vaktimiz o kadar az ki ...Umarım bir gün gerçek olur:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bizde de öyle bir liste var ki:)) Hem yurt içi, hem yurt dışı. Böyle gezdikçe ve dünyada ne güzellikler olduğunu keşfettikçe insan ömrünün kısalığı gözümün önüne geliyor...Önceliklerimizi sıraladık, bakalım ömrümüz, sağlığımız yettiği sürece gideriz, görürüz:))

      Sil
  3. İzlandaa, İzlandaa bulunmaz eşin... Diğer yazılara yorum yapmadan tabiri caizse direkt buna atlamak istedim. :) İzlanda hiç aklımda yokken, aklıma fena soktun! Arkadaşlarım İzlanda diye sayıklar dururdu, ben de ne var yahu küçücük ülke, yeşillik, soğuk bir yer diye onlarla dalga geçerdim. Şimdi ise sayende ölmeden görürüm şurayı umarım diyorum. Farklı bir gezegende bir yer gibi sanki.
    Tur da fena pahalıymış cidden. Gerçi bize pahalı geliyor, onlar için pehh! Fotoğraflar şahane, kırk yılda bir kere gidiliyor 50 Euro dese yine verilir. :)
    Bu arada ben kırk kere gitsem yine de konser izlemeye gitmek aklıma gelmez. Sizi ayakta alkışlıyorum. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her yazıya yorum yapman gerekmiyor, okuduğundan emindim zaten:)))
      İzlanda aynen yazdığın gibi, küçük, bol yeşil, serin hava... Bu sadece görünen kısmı elbette. Bence bu ülkeyi en özel kılan şey volkanik bir ada olması ve bunun sonucu muhteşem bir coğrafyaya sahip olması.
      Bahsi geçen turlar pahalı orası kesin. Bir Avrupalı için de pahalı aslında. Blue Lagoon`a da giriş 50 Euro mesela. Bir "oha" dedik yani:)) Bir daha ne zaman geleceğiz yahu deyip veriyorsun o parayı.
      Birkaç müze gezdim, onların fiyatları gayet normal. 7-8 Euro gibi ve çoğu müzede çocuklar ücretsiz. (hatta 14 yaşa kadar falan yazıyordu bir yerde girişte) Gayzerler ve diğer milli parklara da giriş ücretsiz. Bize pahalı gelen turlar dışında diğer kalem yeme-içme idi. Ama mesela blogun birinde okudum. İstanbul`dan biri gitmiş ve ucuz diyordu:)) Herhalde Çırağan ile falan kıyasladı:))
      Konser fikri benimdi:)) Bir yerlerde okudum ve mutlaka gidelim dedim, diğerleri bana uydular:))
      İşte böyle. Olur da gidersen sana tüm sırlarımı anlatırım:))

      Sil
  4. Gıpta ettim, umarım biz de bir gün bu ada ülkesine gideriz :) çocuklar da artiz yani, estetik anlayışlarının geliştiğinin resmidir bunlar :)) Teşekkürler Semi, fotoğraflar çok güzel.

    YanıtlaSil
  5. yazılarını okudukça ve neler yaptığınızı gördükçe nasıl bir listeyle gittiğinizi merak ettim semi:)))
    harıkasınız, ne diyeyim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O listede neler var neler Nagehan:)) Ben sıkıldım yazmaktan yalnız, bakalım hepsini yazmam için sabrım yetecek mi:))

      Sil
  6. çok muhteşem bir bina. paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  7. Öncelikle merhaba, bu blog harika bir keşif oldu benim için!
    Önüme gelen, dikkatimi çeken postları karıştırdıktan sonra, diyorum ki hayran kalmamak elde değil. :)
    Daha bol vaktimde, daha fazlasını okumak için can atıyorum. Şimdi biraz işlere dönmem gerek, yoğun bir pazartesi için fazla kaytardım diyebilirim.
    Tekrar görüşmek dileği ile, Bursa'da olmana da ayrıca sevindim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş geldin Ersin:) İçten düşüncelerin için çok teşekkürler:)
      Arayı çok açma, gene gel:))

      Sil
  8. Bende o cam kenarına, o üçgen üçgen şeyin içine oturmak istiyorumm :) Oralara gidemem ama gidenlerin yazılarını okumayı çok seviyorum. Hele de böyle sarı kafa iki erkeğin eşlik ettiği fotoğraflar varsa. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Füsun`cum bakarsın gidersin, belli mi olur:) Sarı kafalar pek eğlendi o gün:))

      Sil
  9. Baline gözlemek isterdim sanırım ya. Ammavelakin kuzey ışıklarını görünce nasıl hissedeceğimi çok merak ediyorum daha çok. Kendimi animasyon fantastik film içinde gibi hissedebilirim. Lakin sevgiliyle falan çok da romantik olabilir. Evlenme teklifi ya da aşkını açıklama için bence güzel yer haha :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kuzey ışıkları aklımda kaldı benim de. Müthiş bir şey!
      Evlenme teklifi demişken Blue Lagoo`da evlenme teklifi yaptıklarını okumuştum bir yerlerde:))

      Sil
  10. Semicim benim yorum sanırım güme gitmiş.
    Bir İzlanda'lı, İzlanda'yı bu kadar detaylı ve güzel anlatamaz.Öncelikle araştırıp bir belgesel izliyormuşuz gibi verdiğin detaylar için ve heveslendirdiğin için teşekkür ederim.
    Ne güzel dolu dolu gezi olmuş.
    Teşekkürler Semicim öpüyorum sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aaa yorumunu görmedim yani diğer yazdığını.
      İzlanda yazıları bitmedi henüz, ben sıkıldım sanırım anlatmaktan:))
      Öpüyorum seni:)

      Sil
  11. Takım arkadaşların başarılı senin, ayrı telden aktiviteler ama birliktesiniz:) Bu arada ne pahalı memleketmiş!

    YanıtlaSil
  12. Semi dünden beri İzlanda yazılarını hatmettim diyebilirim, hem fotoğrafların harika hem harika bilgiler vermişsin. Ağustosta 3 hafta İzlanda Senfoni'de çalışacağım, çok heyecanlıyım muhteşem bir yapı, yeri de harika. Ülke desen aşık olunası. Neler yaparım, neler bilmem gerek araştırıyorum bakalım.. Senin çevresinde gittiğin yerlere ulaşım kolay mıydı ?
    Kocaman sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bunu okuduğuma çok sevindim Ezgi! 3 hafta çok güzel bir zaman. İzlanda beni çok etkileyen bir ülke, gidip gördüğümden bu yana benim için yeri ayrı. O yüzden tekrar gideceğim mutlaka.
      Biz gezmek için araç kiraladık, ancak bildiğim kadarıyla merkezden tur bulmak mümkün. Golden Circle, Blue Lagoon gibi yerlere tur bulmak zor değil. Araç kiralarsanız ulaşım da zor değil, trafik bildiğimiz anlamda yok zaten:)
      Yalnız her şey bildiğimiz Avrupa ülkelerinden daha pahalı. Ben yazarken bazen fiyatlardan da bahsettim. Hele şu an malum Euro kurundan dolayı daha da pahalı:)
      3 hafta gerçekten çok iyi bir süre. Biz 8 gün kaldık ve görülmesi gereken nerdeyse her şeyi gördük. Daha uzun kalsaydık arazi aracı kiralayıp gitmediğimiz yerlere giderdik.
      Daha ağustos ayına çok var, okursun zaten ama yine de yazmadan geçmeyeyim. Yaz mevsimi olduğunu unutarak gitmelisin:)
      Kafana bir şey takılırsa bana her zaman sorabilirsin.
      Sevgiler:)

      Sil