17 Kasım 2015 Salı

Yine Yeniden Legoland

Billund, birçoğumuz için fazla bir şey ifade etmez. Danimarka`da Jutland Yarımadası`nda küçük bir şehir nihayetinde. Hepi topu 6 bin civarı nüfusu var. Ama buna Lego`nun ana vatanı diye eklersek işin rengi değişir. " Ole Kirk Christiansen, Lego`nun kurucusu. Yoksul bir ailenin 10. çocuğu olarak...." şeklinde başlayan bu başarı öyküsü işte bu şehirde, Billund`da geçiyor. http://www.mutlueller.com/2013/08/leg-godt-iyi-ki-varsn.html
1964 yılında Lego Grup tarafından inşa edilen Danimarka`nın ikinci büyük havalimanı Billund`da. Dünyadaki ilk Legoland olan Legoland Billund ise 1968 yılında kapılarını açmış ve böylece "Lego turizmi"nin temelleri atılmış. Kısa tarih bilgisinden sonra diğerlerini sona saklıyorum, geri kalanı fotoğraflar anlatsın.



Legoland`ın girişi sizi yanıltmasın, olsa olsa şaka bu! Çünkü fotoğraf günün sonunda akşam saatleri çekildi. Zira böyle boş bir manzara kolay elde edilebilir cinsten pek değil.


Her şey ölçüsünü yitiriyor burda. Detay detay içinde, sıra beklerken bile sıkılmak diye bir şey söz konusu değil, sağa sola, havaya bak sadece. Dev bir örümcek, minik bir kelebek, çiçek, ağaçta akbaba...birinden birini görürsün. Başlarsın hesap yapmaya; acaba toplam kaç Lego taşı kullandılar, kaç kişi, kaç günde yaptı, nasıl buraya getirdiler gibi çılgın sorular kafanda uçuşuverir bir anda.


Fırıncı abiler! Yarı pişmiş ekmekler kızılderili bölümünde yenmeye hazır hale getiriliyor, en ciddi şekilde:)


Altın arıyoruz. Kumu süzüp geri kalan altın(!) parçaları kasadaki görevliye verip üzerinde Legoland baskılı madalya yapma niyetindeyiz. Önceki ziyaretimizle beraber evimizde toplam dört altın madalyamız var, daha ne olsun.


Sulu oyunlardan biri. Korsan olup etrafı ateşe veriyorsun. Islanıyor muyuz, elbette. Ama her şey düşünülmüş hiç merak etmeyin. Kocaman bedenlemizle içine gireceğimiz kurutma makineleri bekliyor dışarda.


Şu piramitin içindeki oyun en çok sevdiğimiz oyunlardan biri oldu. Defalarca girip lazerle Legolar üzerindeki farklı renklerdeki puanları topladık. Çok basit ama hırs yapıyor insan.


Korsan yakalanmış, sallandırıyorlar. Homur homur söyleniyor bir yandan, kolay değil aşağıda suyun içinde ağzını açmış kocaman bir timsah var!


Star Wars Legoland`daki yeni bölümlerden biri. Karakterlerin hepsi ayrı etkileyici, özellikle bizim için.


İşte bu Peer Ole`nin deyimiyle "işsizlik"! Karşınızda dünyanın en büyük Lego modeli: X-Wing Fighter! Ne kadar büyük işte bu kadar büyük, rakamlar konuşsun:
Lego sayısı: 5.335.200
Ağırlık: 20.857 kg.
Yükseklik: 3.35 metre
Genişlik: 13.1 metre
Kanat genişliği: 13.44 metre
32 Lego ustasının harcadığı zaman: 17.336 saat
Yapım yeri: Kladno, Çek Cumhuriyeti

Lego Star Wars seti olan #9493`ten X-Wing Fighter için 9527 kez kullanılmış!


Lego hayvanlarını daha yakından görmenin yolu trenle çıkılacak ufak bir safari turunda gizli.




Güzelliğe bakın! Hepsini ayrı ayrı kucağına alıp sevesi geliyor insanın!


Miniland`a hoş geldiniz! Ufak çaplı Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda, Almanya, Amerika seyahati garanti. Oraya bak, şuraya bak derken ne detaylar görüyor insan! Vay be arkadaş!




Şunu da atlamadan geçmeyeyim: binaların, şehirlerin aralarında görünen ağaçların tamamı gerçek! Çimenler falan hepsi öyle ama en çok bonzai ağaçlara bittim! Çok erken gelirseniz nasıl bakım yaptıklarını da görebilirsiniz, akıllara ziyan!





Nasa`ya özel bir bölüm ayrılmış. Astronotların yer ile yaptığı telsiz konuşmaları derken geri sayım ve uzaya fırlatılış! İngilizce havalı konuşmalar ve biraz duman o havaya sokuyor insanı.


THY uçağı görünce şaşırdık, sevindik de. Kısa mesafe hareket edip uçuş numarası yapıp geri geliyor.


Kapalı alandaki Star Wars Legolardan sonra dışarıdakilere sıra geldi. Meşhur sahneler gözümüzün önünden geçti. Yine sayısız detayla...




Legoland içinde ufak bir de akvaryum barındırıyor. Neden mi? Lego Atlantis serisi için. Balık türleri ve diğer canlı türleri de var elbette.



Meraklı olunca böyle yakalanman an meselesi! Yol üzerindeki bu köpek arasıra işiyor! Bizim meraklı veletler çişin(!) nerden geldiğine bakıyorlar.



Kısa kısa:
  • 7 Haziran 1968`de açılan Legoland Billund Legoland parkları içinde en eskisi.
  • Legoland Billund`da şu ana kadar 65 milyon Lego taşı kullanılmış, eklenen yeni bölümlerle bu sayı değişiyor. Mesela NINJAGO bölümünün 2016 yılında açılması planlanıyor. 
  • Legoland`ın bulunduğu Billund`a THY ile İstanbul`dan direkt ulaşabilirsiniz. Billund Havaalanı Legoland`a yürüyüş mesafesinde nerdeyse.
  • Sadece buraya değil, birkaç nokta ile birleştirip tatil yapılabilir. Örneğin biz daha önce de yaptığımız gibi Hamburg`a uçup, oradan Legoland, Roskilde ve Kopenhag olarak birleştirdik. 

  • Legoland içinde elbette Hotel Legoland mevcut. Ancak biraz daha uygun olsun derseniz civarda konaklama için alternatifler var. Hiçbiri öyle çok uzak değil. Biz de öyle yaptık. Trafiğin olmadığı ve yolların düzgün olduğu bir yerde ulaşım hiç sorun değil.
  • İster Legoland içinde, ister dışında konaklayın Legoland giriş bileti içinde oluyor. Önceden mail yoluyla bileti gönderdiklerinden hiç sıra beklemedik. Kapıdaki yoğunluğa rağmen biletimiz olduğundan beklemeden barkodu okutup geçtik.
  • Tahmin edersiniz ki Billlund ve civarındaki otellerde, kafelerde, restoranlarda oyun köşeleri Lego dolu. Bu bir süre sonra sıradan bir durum haline geliyor.
  • Bir Legoland tatili için en uygun zamana elbette yaz mevsimi derim. Yaz dönemi parkın içindeki tüm oyun alanları açık. Biz daha önce eylülde gittiğimizde su parklarının bazıları kapalıydı mesela. Ancak park daha boştu ve hiçbir bölümde sıra beklemedik. Bunun sebebi Danimarka ve Kuzey Almanya`daki okulların açık olmasıydı. Bu yıl öyle olmadı, ağustos ayının sonuna doğru ordaydık ve okullar henüz tatildi, dolayısıyla epey kalabalıktı. Şöyle bir durum var, her bölümde ne kadar süre beklemeniz gerektiği yazılı. 10 dakika bekleme süresi olan da var, 40 dakika bekleme süresi olan da var. Her zamanki gibi mümkün olduğu kadar erken gelip yoğunluk potansiyeli olan oyunlara öncelik vermek iyi bir strateji.
  • Legoland`da yeme-içme bölümleri bakımından sıkıntı çekmezseniz. Ancak parkın kalabalık olması özellikle öğle zamanları yeme-içme sırasının da yoğunluğu anlamına geliyor. Bir de buna Danimarkalıların düzen ve yavaşlığını ekleyin. (bizdeki dürümcülerin seri hareketlerini düşünün, işte o burda yok.) Bir de ucuz değil onu da eklemeden geçmeyeyim. İyi haber: Legoland`a dışarıdan yiyecek-içeçek getirebilirsiniz, piknik masalarının olduğu bir alan da mevcut. Fazla bir şey taşımak istemiyorum derseniz hiç olmazsa içeçek bir şeyler taşımanızı öneririm, ki çocuklardan "anne susadım" cümlesini defalarca duyacağınız kesin.
  • Legoland giriş ücretine park içindeki tüm oyunlar dahil. Ancak altın arama, ekmek pişirme gibi aksiyonlar için ufak bir ödeme yapmak gerekiyor.
  • Tabii ki kocaman bir Lego Shop ve park içinde de minik satış yerleri var. Burası ana vatanı diye alışkın olduğumuz fiyatlardan daha ucuz değil. Hatta bize pahalı bile geldi. Çünkü biz çocuklar için aldığımız Lego setlerini yurt dışından alıyoruz ve onu da internet üzerinden, genelde Amazon`dan çok daha uygun fiyatlar yakalayarak yapıyoruz.
  • Legoland için kaç gün ayırmak lazım derseniz 2-3 gün yeterli derim. Biz her iki Legoland ziyaretimizde de iki tam gün kaldık, herkes için yeterli bir süre oldu.
  • Danimarkalılar sakin insanlar. Çalışanların gömleklerinin cebi üzerinde Lego taşlarından isimlerinin yazılı olduğu kartlar var. Bazen insanın içinden görevlinin adını söyleyip "hadi hadi" diyesi geliyor:)
Kaldığımız otel, Hovborg Kro

Not: Fotoğrafları lütfen izinsiz kullanmayınız. 

28 yorum:

  1. Ayyy yok böyle bir şey gerçekten. Masal diyarı gibi. Erkekler aklını kaybederler herhalde burada derken içimden, ben de kaybedebilirim dedim bir yandan. Legoları ben de seviyorum çok. Öyle ki çocukken babamın aldıklarını bile hala saklıyorum eksikleri olsa da. O kocaman gemiyi nasıl da yapmışlar tanrım deli işi! Çocukların mutluluğu gözlerindne okunuyor zaten. O altın arama işi çok cazip geldi bana çünkü hep merak ettiğim bir şeydi. Kaldığınız otel de çok şirinmiş ayrıca. Ağaçların gerçek olmasına da çok şaşırdım, akıl edememiştim hiç gerçek olabileceklerini. Sonra detaylı baktım fotoğraflara. Helal olsun ya valla harikalar, kesinlikle görmek gereken bir yermiş burası.Çocuk gibi tutturabilirim ben de gidelim diye:) Daha nice keyifli geziler diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de kaybediyorum kendimi Tuğba:)) Detayların hastasıyım, onları yapan kafaları düşünüyorum hep. Nasıl insanlar bunlar, nasıl zevkli bir iş yapıyorlar vs. Ağaçlar gerçek ve çok hassas bakım yapıyorlar. Sabah erken denk geldik de:)) Böyle bir yeri sanırım bizde yönetmek zor olur. Herkes o kadar düzenli, düzgün ve güleryüzlü iş yapıyor ki!
      Çok teşekkürler güzel dileğin için, umarım daha çok gezeriz:)
      Sevgiler:)

      Sil
  2. Semi yanımda Teo varken postu okurken "Baba İstanbul'un nersinde bu hafta sonu gidelim" dedi, yaktın beni Semi :)) Git gidebiliiiiiiirseeeen....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul`daki merkeze götürdün mü Teo`yu? Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla gayet güzel orası da. Legoland ayrı bir dünya, bir süreliğine de olsa dünyadan kopuk birkaç gün çok iyi geliyor herkese:))

      Sil
  3. Harika ,gezmiş kadar oldum :)

    YanıtlaSil
  4. "O zaman ben gidiyorum, tutmayın beni." Diyesim geldi.

    Yine zevkle okudum inan. :)

    YanıtlaSil
  5. Harika bir eğlence, tatil, gezi olmuş.. lego işi pek ilgimi çekmese de, resimlere bayıldım. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler:) Bebeğiniz olunca sanırım ilginizi çekebilir:)
      Çocuklar bir tarafa ben de çok seviyorum:)

      Sil
  6. OOoo harikasın Semi, özlemişim yazılarını :) Altın arama işi çok keyifli..
    köpeğin çişinin nereden çıktığına baktıkları fotoya çok güldüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler canım, her oyun çok hoş, çok güzel düşünülmüş:)

      Sil
  7. Harika :) Akşam Ata'ya da göstereceğim.Tabii ki lego aşığı her çocuğun rüyasını süsleyen bir yer.Umarım bir gün gideri.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım gidersiniz. Bizler için de çok etkileyiciydi, çok detay var gerçekten:)

      Sil
  8. Legoland'lerin tümüne gitmek isteyen biri olarak keyifle okudum,hala hiçbirine gidemedim ama olsun :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaaaa umarım gidersiniz. Nerde olduğu önemli değil, hepsi güzel nasıl olsa:) Teşekkürler yorumun için:)

      Sil
  9. tam bir çılgınlık, tam bir görsel şölen. ne diyeyim ki bayıldm semi, bayıldm.
    senin legosever delikanlıları düşünemiyorum bile:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, biz de çok sevdik Nagehan:) Bu ikinci gidişimiz oldu, yine çok eğlendik:))

      Sil
  10. Abi bu ne?:) Yorum bile yapmıyorum:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Acayip bir yer Sezer:) Aşırı büyük değil ama yetiyor da artıyor, dolu dolu:))

      Sil
  11. Bayıldım harika Legoland'ları es geçiyorduk hep biraz daha küçüklere göre olduğunu düşündüğünüzden ama nu yazıdan sonra gitmeli dedim Teşekkürler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç es geçmeyin bence. Biz büyükler olarak da acayip etkileniyoruz orda. Büyük oğlum 13 yaşında, büyük-küçük herkese göre bir şeyler var:)

      Sil
  12. Muhteşem!

    Kuzey ülkelerini çok severim zaten... Legoları da... :)

    Süper!

    Neyse, ben de beklerim Kafa'ya. Sevgiler... :)

    YanıtlaSil
  13. Bizim gezdigimiz ikinci Legoland Billund oldu. Bak biz Atlantis kismini es gecmisiz demek :)) Gercektende ailecek keyifle gezdik. Postu okuyunca anilarim depresti. Biz Billund a kadar gitmisken, Esbjerg , Veijle ve Aarhus u da gezdik. Danimarka yi seviyorum nedense garip sekilde, bir de gunesi daha cok olsa...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Danimarka`yı ben de seviyorum. Sanatla iç içe olması, sakin olması, düzenli olması, insanları sanırım beni çok etkiliyor. Legoland`a ikinci gidişimiz. Etrafını gezdik her defasında, Roskilde, Kopenhag falan da gezmiştik. Yıllar önce de arabayla turlamıştık, çocuklar yoktu henüz. Sevgiler:)

      Sil
  14. Ba yıldımmm , ama ama ama ne kadar zor onları yapmak yaw.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapmak zor, çok sabır gerektiriyor daha çok. Sevdikten sonra yapılıyor:))

      Sil